TESBİH TANELERİ

TESBİH TANELERİ
Hacer Hülya Karadağ

İmamesi olmayan habbelerden tesbih olmaz! Tesbih, kimine sabr kimine sadr... Hangimizin eli değmemiş? Hangimizin eli dokunmamış? Hangimizin elin de olupta çekmemişizdir ki? Kimimiz tesbih taneleri ile sabrederken tüm olumsuzluklara, kimimiz sadr'ımızı genişlettik yine tesbih tanelerine okunan dualarla...Hayatta tıpkı tesbih taneleri gibi muntazam aslında. .Tesbih deyipte hafife almayalım ha!.. Bir tesbihin tesbih olabilmesi için ustaların elinde öyle işlemlerden geçmesi gerekiyor ki, " her ustayım diyen tesbih yapamaz, tıpkı bir insanı yetistirip topluma faydalı bir birey haline getirebilmek gibi... Evvela tesbihi hangi malzemeden yapılacağına karar vermeliyiz!. Tornaya gelebilecek her maddeden tesbih yapılabilir. Dünya'nın beş kıtasından toplanan çok kıymetli taşlar zümrüt, yakut, akıl, fil dişi, geyik boynuzu, balina dişi, amber, mercan, kehribar, oltu taşı, lüle taşı, vb şeklindeki maddelerden önce testere ile uygun ende çubuklar keseceksiniz!. Bu çubukları istediğiniz tane boyuna göre böleceksiniz, tornada "kuşhane" denilen alet ile dakika da 3500 devirde döndürülürken, tam ortasından deleceksiniz.. Kalıba geçirilen tane, bir el ile ileri geri döndürülürken, diğer eldeki arda ile de yontup, rende ile istediğiniz biçime sokacaksınız..Malafadan sökmeden kaol ile cilalayıp "tahrir"denilen bir ip üzerine dizeceksiniz!. Okurken tahlil edebilme yeteneğine sahip isek oldukça meşakkatli ve ustalık gerektiren bir zanaât olduğunu analiz edebiliriz.. Henüz bitmedi!.. Tesbih ustaları 1965 yılından bu yana yavaş yavaş çağa ayak uydurarak elektrikli tornalara geçmiş, bu gelişim ve değişim ile birlikte bilgisayarlı tornalara hızlı bir şekilde geçiş sağlanmıştır.. Ne elem verici bir hâl ki, günümüzde çıkrık ve kemane ile tesbih yapan bir usta bilinmiyor.. Modern çağa ayak uydurmak adına, manevi değerlerimizi birer ikişer kaybederken, gelenek, görenek ve inancımıza değer katan mâna ile birleşmiş maddi varlıklarımızı, sanat edebiyat zanâat de biz insanoğlu modernleşmek ve çağı yakalamak adına yaşatmayı değil yok etmeyi tercih ettik!. Günümüzde özümüzden ve yaratılış gayemizden şiddetli bir şekilde, hızla uzaklaştırılmış insanlar gibi... Oysa bir tesbih dizilirken en can alıcı noktası, bir tesbih tanesinin "Deliğinin diğerleriyle aynı olması" olmaz ise, ipe dizilip imamesi ile düğümlenip bitirildiğinde, bir habbe diğer tüm tanelere "Sarhoş" diye tabir edilen şekilde kaçık duracak ve tesbihin tüm dengesini bozacaktır.. Zamanla dengesi bozulan tane ipi aşındıracak ve bu aşınma ile birlikte tesbih ipi kopup taneler dağılacaktır!.. İnsanları topluma hazırlarken, milli ve manevi değerlerimizden uzak yetiştirilen bireyler, toplumda tabiri caiz ise "tesbihteki sarhoş diye adlandırılan tane gibi olacak ve toplumun dengesini zaman ile bozacaktır!. Bir habbeden ne olur demeyin!. Ustası her ne kadar sağlam ve iyi olursa olsun, dikkat etmez ise imamenin düğümü bağlandıktan sonra o tesbihi kullanan ellerin ucunda zaman ile aşınıp darmadağınık olup yerlere saçılmasına kimse engel olmayacaktır. . Kimimiz hayatları Tesbih Yapıp nefsimize göre sallıyor iken Kimimiz tesbihi hayatlarımızın manası ile birleştirip tane tane, sindire sindire çekerek imamede bir olup birleşip buluşuyoruz..