Ertelediğimiz bir ibadet vardır (Tevbe)

Ertelediğimiz bir ibadet vardır  (Tevbe)

Ertelediğimiz bir ibadet vardır  (Tevbe)

Kur’an’da Allah’u Teâlâ (Tahrim, 66/8) ‘nasuh tevbe’den bahseder. 

ا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا تُوبُوا إِلَى اللَّهِ تَوْبَةً نَّصُوحًا عَسَى رَبُّكُمْ أَن يُكَفِّرَ عَنكُمْ سَيِّئَاتِكُمْ وَيُدْخِلَكُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ يَوْمَ لَا يُخْزِي اللَّهُ النَّبِيَّ وَالَّذِينَ آمَنُوا مَعَهُ نُورُهُمْ يَسْعَى بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَبِأَيْمَانِهِمْ يَقُولُونَ رَبَّنَا أَتْمِمْ لَنَا نُورَنَا وَاغْفِرْ لَنَا إِنَّكَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ ﴿٨﴾
8.
Yâ eyyuhâllezîne âmenû tûbû ilâllâhi tevbeten nasûhan, asâ rabbukum en yukeffira ankum seyyiâtikum ve yudhilekum cennâtin tecrî min tahtihâl enhâru, yevme lâ yuhzîllâhun nebiyye vellezîne âmenû meahu, nûruhum yes'â beyne eydîhim ve bi eymânihim yekûlûne rabbenâ etmim lenâ nûranâ vagfir lenâ, inneke alâ kulli şey'in kadîr(kadîrun).
Ey âmenû olanlar (Allah’a ulaşmayı dileyenler)! Allah’a Nasuh Tövbesi ile tövbe edin! Umulur ki Rabbiniz, sizin günahlarınızı örter ve sizi altından nehirler akan cennetlere koyar. O gün Allah, nebîleri ve O’nunla beraber olanları mahzun etmez. Onların nurları, önlerinde ve sağlarında koşar. “Rabbimiz, bizim nurumuzu tamamla ve bize mağfiret et (günahlarımızı sevaba çevir). Muhakkak ki Sen, herşeye kaadirsin.” derler.

Nasuh tevbe; ıslah edici, düzeltici, onarıcı, öğüt ve vaaz verici, nasihat edici tevbedir. Samimi ve içten tevbeye ‘nasuh tevbe’ denir. İşlenen günaha bir daha asla dönmemek üzere yapılan tevbedir. 
Günahta ısrar etmek demek, günahı sürekli olarak işleyip hiçbir şekilde tevbe etmeksizin günahı günaha eklemek demektir. Tevbe ederek günahta ısrarcı olanlardan olmamalı. “İstiğfar eden kimse günde yetmiş kere de tevbesinden dönse günahta ısrar edici sayılmaz” (Tirmizi, Ebu Davud)
“Allah’ım! Sen benim Rabbimsin; Sen’den başka ilah yoktur. Beni sen yarattın; ben Sen’in kulunum ve gücüm yettiğince Sana verdiğim ahd ve vaad üzerinde sabitim, işlediklerimin şerrinden Sana sığınırım. Üzerimdeki nimetlerini itiraf eder, günahlarımı da ikrar ederim. Beni bağışla. Zira günahları bağışlayan ancak Sen’sin” (Buhârî)
“Ebu Hureyre (ra) Allah Resûlü’nün (sas) secdelerinde şöyle dua ettiğini nakletmiştir: Allah’ım! Büyük küçük, birinci sonuncu, gizli açık bütün günahlarımı mağfiret buyur.” (Müslim, Ebu Davud) 
“Allah’ım! Benimle hatalarımın arasını, doğu ile batının arasını ayırdığın gibi ayır. Allah’ım! Beni hatalardan, beyaz elbisenin kirden temizlendiği gibi temizle.” (Buhari, Müslim) 
‘Tevbe’ kelimesi dönmek, vazgeçmek, terk etmek, rücu etmek gibi manalara gelir. Dini anlamda ise hataları itiraf edip pişmanlıkla kıvranarak Cenab-ı Allah’a yönelmektir. Sadece O’nun rızası için günahları terk ederek iyi amele, isyanı bırakarak itaate dönmek ve eskiden işlenmiş günahlardan pişmanlık duyarak bir daha bu günahları işlememeye söz vermektir. 
Allahım kapına geldik tevbe ettik.
Sen bizleri sana hakikatle yönelenlerden  ibadetlerini  hakkıyla icra edenlerden eyle.
Amin.
KABENİN KOMŞUSU