RAMAZAN BAYRAMI'MIZ MÜBAREK OLSUN

RAMAZAN BAYRAMI'MIZ MÜBAREK OLSUN
EMİYRA BAYRAK KABENİN KOMŞUSU

HABER: EMİYRA BAYRAK MEKKE

Oruç ve ibadetlerimizi ihlasla yerine getirerek kurtulu- şumuzu gerçekleştirdik inşaallah. Böyle bir mübarek ayın fe- yiz ve bereketiyle hayat bulduktan sonra bu bayram sabahına bizleri kavuşturan Yüce Rabbimize sonsuz kez şükrediyor, habibine sevgili Peygamberimiz (sav) salat ve selam ediyoruz.
Müslümanlar olarak her yıl iki dini bayram kutlarız.
1. Ramazan Bayramı, 2. Kurban Bayramı. Dini bayram- lar, ulusal bayramlardan farklı olarak ay takvimine göre dü- zenlendiğinden her yıl 10 gün erken gelirler.
Bayramlar bizlerin en önemli sevinç günleridir. Bu se- beple bayram günlerinde, bu sevincimizi daim hale getirmek, mutlu ve huzurlu bir bayram geçirmek hem kendimizin razı olacağı hem de sosyal hayatta beraber olduğumuz insanların razı olacağı bir hayatı sürdürmek için yapmamız gereken hu- suslar vardır. Bu hususları şöyle ifade edebiliriz. Haset etme- yiniz, sırt dönmeyiniz ve ilginizi kesmeyiniz. Ey Allah'ın kul- ları, kardeş olunuz. Bir Müslüman’ın, din kardeşini üç günden fazla terk etmesi helâl değildir.” buyurmuştur. Konumuzla il- gili bir başka hadiste Sevgili Peygamberimiz, “Pazartesi ve perşembe günleri cennet kapıları açılır. Din kardeşi ile arala- rında düşmanlık bulunan kişi dışında Allah'a şirk koşmayan her kulun günahları bağışlanır. (Meleklere) siz şu iki kişiyi birbiriyle barışıncaya kadar tehir edin, evet siz bunları birbiriyle barışıncaya kadar tehir edin! buyurulur.
Bayramlarımız, aramızda bulunan kardeşliği, sevgiyi ve saygıyı, muhabbetin taze tutulmamasına ve hiç bitmemesine yardımcı olan bir unsur olduğu gibi, en ulvi seviyeye çıkarmamıza, vesile olmalıdır. Çünkü bu güzel günlerde aramızda kaynaşma daha hızlı olduğu gibi, dostluklarımız ve ahbaplık- larımız daha ileriye gitmektedir. Yüce Rabbimizin de Kur’an-ı Kerim’de zikrettiği,
“Müminler, ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size mer- hamet edilsin” buyruğunu unutmamalı, ayrıca Hz. Peygambe- rimiz (s.a.v.) “Allah’a yemin ederim ki, iman etmedikçe cen- nete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsı- nız.” Hadis-i Şerifini düstur edinmeliyiz.
Bayramlarımızın bize kattığı bir başka güzellik ise, Sıla-i Rahim’i daha sık gerçekleştirmemiz ve bu vesile ile büyükle- rimizin dualarını almamızdır. Sıla-i Rahim Kur’an-ı Kerim’de emredilen ve Sevgili Peygamberimizin sünnetinde yer bulan bir husustur. Nitekim Kur’anı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: Allah’a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının.” Bir başka ayet-i kerimede mealen şöyle buyrulmak- tadır. “Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altın- dakilere iyilik edin. Şüphesiz, Allah kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez. “Peygamber Efendimiz, Sıla-i Rahim’in ömrü uzatacağını ifade etmiş, ayrıca hısım ve akrabası ile ak- rabalık bağlarını kesen kimsenin bulunduğu meclise rahmetin inmeyeceğini ve böyle kişilerin cennete giremeyeceklerin be- lirtmiştir.
Bugün özellikle şehirleşmenin ve maddeye, menfaate önem vermenin getirmiş olduğu aileler arasındaki soğukluğu, hatta parçalanmaları ve akrabalar arasındaki bağların kopma- sını düzeltmek için bu günleri fırsat bilerek yeniden canlılaş- tırmamız gerekmektedir. Çünkü biz insanız. Sevinçlerimizi paylaşmakla çoğaltır, üzüntülerimiz paylaşmakla azaltırız. Bu sebeple Bayramın vermiş olduğu bu sıcak iklimden yararlan- malıyız.
ESKi BAYRAMLARDAN AKLIMDA KALANLAR
Mahalle bakkalından çikolata alınır; yine mahalle kolon- yacısından kolonya ya da esans doldurulurdu.
Büyük küçük demenden herkes yeni kıyafetle bayramı karşılardı. Bu kıyafetleri almak da öyle kolay değildi; almak da giymek de fazlasıyla kıymetliydi.
Bayramlar tatil değildi; tatile gitmek yerine büyükleri zi- yarete gidilirdi.
Harçlık vereceği bilinen akrabalara gitmek için can atılır- dı.
Ziyaret edilen yaşlılar onları ziyarete geleceğini bildikleri çocuklar için, önceden en özel mendillere harçlık hazırlardı.
Bayram mesajı diye bir kavram yoktu; hele akıllı telefon- larla kameralı görüşme yapma fikri hiç yoktu. Eskiden el öp- mek, bayramlaşmanın tek yoluydu.
Sadece akrabalar değil komşuları da ziyarete gidilirdi. Mahalle büyüklerinin kapısı çalınır teker teker eller öpülür, şeker toplanırdı.
Hayat nefes aldığımız kadardır, gerçek olan güzellikler yaşandıkça anlaşılır, bu güzel günde birlikte severek sevilerek anarak anılarak geçireceğimiz bir bayram olsun. Damağımızı ruhumuzu ve çevremizi tadlandıran, mutlu, umutlu, bereketli bir bayram olsun. Kardeşliğin doğduğu, sevgilerin birleştiği, belki durgun, belki yorgun, yine de mutlu, yine de umutlu be huzur kalbimizde olduğu sürece gözlerimiz parlayacaktır. Tıpki bugün içimizdeki huzur gibi herşeye rağmen acılar has- talıklar unutulsun. Bayram bereketiyle, bolluğuyla gelsin, tüm insanlık için hayırlara vesile olsun.
Bayramımız mübarek olsun.