12 EYLÜL 43 YIL ÖNCE BU GüN

12 EYLÜL 43 YIL ÖNCE BU GüN

12 EYLÜL 43 YIL ÖNCE BU GüN
Günlerden Cuma, yıl 1980 ay 12 EYLÜL İHTİLAL (askeri cunta, demokrasiye darbe, idamlar, kaybolan/kaybedilen insanlar, faili meçhuller .......ler, lar. Sıkı yönetim mahkemeleri. İşkence, zulüm, ve hücre.)

12 Eylül ihtilalini bir sonuçtur. Ama nedenleri o kadar açık ki maalesef bu durumu pekte dikkate alınmıyor gereği gibi anlatılmıyor, izahı ise sağ veya sol pencereden anlatılmaya çalışılıyor veya doğru anlatımlarda olsa sosyal hayatta yeteri kadar gündem oluşturamıyor.

Ben bu gün çocukluk yıllarımda  hatırladığım kadarıyla yaşadığım 12 EYLÜL’ün sebeplerini siz değerli okurlarım ile paylaşmaya çalışacağım. O zaman köyde imkansızlıklar içinde yaşamaya çalışan 1975 yılında köyüne elektrik gelmiş, imarsız ve kumu çakılı olmayan çamurlu yollar, köyünde okulu olmayan 3 km uzaklıkta karda kışta okumaya çalışan, yağ, şeker tüp kuyruklarının olduğu, siyaset (sağcı-solcu) ortaokula kadar inmiş, kardeş kardeşe amca yeğene düşman edilmişti.

ilkokulu bitirdim. Ortaokul köyümüze 10 km uzaklıkta Düziçi ilçe merkezindedir. Köylere şimdiki gibi  direk dolmuşlar yok. Osmaniye’den gelen arabalara el kaldırıyorduk, yer yok diye onlarda durmuyordu. Özel araçlar sınırlı vs. O zaman TOPLUM MÜHENDİSLERİNİN algı operasyonu ile abilerim sağcı, amcamın, halamın çocukları solcu, birbirilerinde ters bakıyorlar. Birisi Amerika katil diğeri koministler Moskova’ya diyor. Biz ortaokula yürüyerek giden çocuklar abilerimizin görüşünden dolayı, diğer grup abiler tarafından yolumuz kesiliyor, tehdit ediliyoruz, sorularına cevap veremediğimizde kulağımız çekiliyor tokat yiyorduk. Etkiye tepki olarak bir gruba girme durumundasın. Ortaokul birinci sınıftayım ve bilmediğim sözde siyasetin içindesin.

Dersine giren öğretmenlerde isim listesi (samimi öğretmenleri tenzih ediyorum.) not ile baskı, tokat, aşağılama gibi negatif ayrımcılık. Tabiki ben karda kışta ve yolda yediğim dayaklardan dolayı okuldan  tasdiknamemi alarak 1978’de Osmaniye merkeze geldim. Abim ve arkadaşları öğrenci evinde kalıyor. Şimdiki gibi yurt yok apartları hayal bile etmeyin. Tek göz oda ye, iç, köşede çim, yatağına kıvrıl yat. Okumak için evden aileden anadan uzak hayat başlıyor. 
Osmaniye’de kurtarılmış bölge dedikleri siyasi bölgeler, caddeler, sokak kavgaları, evlere bomba atılıyor. Liselilerin elinde silah, cop, zincir kavga, gürültü. Okullarda öldürülen öğrenci oluyor eğitime ara veriliyor. Ben Derviş paşa ortaokulunda lise ile aynı binada eğitim görüyorduk. Abilerin kavga ettiğini gördüğümüzde biz yukarı kat sınıflara kaçıyorduk. Polisler ayrı dernek kurmuş (polder) öğretmenler (töpder) gibi. Olaya karışan gariban öğrenciler cezaevinde. Bizlerden sözde gönüllü onlara harçlığımızdan yardım için para toplanıyor.

Siyaset kara bulutlar gibi ela, mavi gözleri kapkara bulutlar kaplamış. Yine kin yine nefret. Abilerin amcaların gözlerini kan bürümüş selamı sabahı yok günler. Sağcıya göre solcuya en büyük düşman gözü ile bakılıyor, sağcılar solcuya, kürtlere “en iyi solcu en iyi kürt ölü kürttür” diye bakılıyor. Can güvenliği kalmamış her an bir kör kurşunun hedefi olabilirsin.

Beni en çok üzen matematik dersime giren genç bir öğretmenim vardı. 

Hocam matematik dersini ben çok seviyorum, bana yardımcı olurmusunuz dedim. Tabiki dedi ve çantasında olan kitabı bana hediye etti ve bu kitabı olu özetini çıkar senin matematiğine pekiyi vereceğim dedi. ( Kitap 487 sayfa Rusya’da esir Türklere uygulanan işlenceyi anlatıyordu.) hocam bu kitabı okur özetini çıkarırımda matematik benim için önemlidir dedim, demez olaydım bilgi yerine birde fırça yedim.)

Hülasayı kelam kim kime dumduma, halk parça pinçik olmuş, öğretmenler nakili çıkan ile ilçeye gitmeden seceresi gidiyor, okula alınmıyor. Ekonomi altüst olmuş, çiftçiler Tarım Kredi Kooperatiflerinden gelen borç ve icranın altında ezilmiş. 

24 Ocak kararları ile 1980’de serbest piyasaya geçiş kararı alındı. dolar % yüz atarmış, tuza yağa, petrola % 400 zam. Hükümet krizleri, hükümet bunalımları. Savcılar, hakimler siyasiler gazeteciler hedef alınıyordu.

İstikrarsızlaştırılan Türkiye ağır hasta durumunda gösteriliyor. İp ABD’nin elindeydi ve istedikleri oldu. Kangren olmuş sözde yaraya neşter vurulmalıydı. 1979 da TSK dönemin Cumhurbaşkanı’na uyarı muhtırasını göndermiş, partiler ve parlemento görevini yapmıyor. 

41 yıl önce 12 EYLÜL ABD’nin çocukları duruma el koydu. Önce idam edilen sonra karar verilen insanlar, 17 yaşında olduğu için yaşı mahkemece büyütülüp boynuna ilmek geçirilen çocuk....infaz mahkemeleri. 

(Köydeyiz Rahmetli baban radyoyu dinliyor 
İHTİLAL oldu sokağada çıkılmayacak. Ben içimden çocukça bir duyguyla diyorumki sokağa çıkmayacaksak biz nerede oynayacağız, nerde gezeceğiz.

Kaybeden ne Katil Amerika, Ne Kominist Moskova. Kaybeden Türk Milleti ve Devleti.