ARAP YARIMADASI YEŞERDİ

ARAP YARIMADASI YEŞERDİ
ARAP YARIMADASI YEŞERDİ

ARAP YARIMADASI YEŞERDİ 

Arap yarım adası toprakları yeniden bağ-bahçe ve nehirlere kavuşmadıkça kıyamet kopmayacaktır."
Ebû Hureyre, Peygamber(sav)den şöyle rivayet eder: "...Arap toprakları yeniden bağ-bahçe ve nehirlere kavuşmadıkça kıyamet kopmayacaktır." (Müslim, C.3, Hno: 158)
Peygamberimiz'in ifadesinde geçen "Arap toprakları" deyiminden maksat, Arap Yarımadası'dır. Bu Yarımada, 15 ilâ 30 kuzey enleminde bulunan çöl kuşağındadır. Nadiren görülen nem ve şiddetli kuraklık, çöl bölgelerinin genellikle göze en çok batan niteliklerindendir. Arap Yarımadası'nın bazı iç bölgeleri özellikle Rubülhâlî Çölü uzun yıllar bir damla yağmur yüzü görmemektedir. Bu kuraklık, o toprakların bitki örtüsüne de etki etmiştir. Bu yüzden o topraklara sarı bir renk hâkim olmuştur. Bu renk, yakıp kavuran kumun rengidir. Bunun tek istisnası, sadece bir parça yağmur alan sahil bölgeleri ile kuyu ve pınarlara yakın yerlere serpilmiş vahalardır.
Yüce Allah, Arap Yarımadası'nın bir kısmını ve çöllerini; Kur'ân'da İbrahim'in diliyle şöyle niteler: 
"Rabb'imiz, muhakkak ben, soyumdan (bir kısmını), Senin Beyt-i Haram'ının yanında, ziraata elverişli olmayan bir vadiye yerleştirdim."
[İBRAHİM(14)/37)

Arap Yarımadası topraklarının büyük bir kısmının genel niteliği bu olduğuna göre Peygamberimiz nasıl oluyor da bu toprakların Yaklaşan Saat'te, bağ-bahçe ve nehirlerin bulunduğu yerler hâline gelebileceğini söylüyor?
Yukarıdaki Hadis'ten anlaşılan şudur: Arap Yarımadası'nın çöllerini, Yaklaşan Saat'te, göller ve nehirler kaplayacaktır. Hadis'teki "yeniden bağ-bahçe ve nehirlere kavuşmadıkça" ifadesi, Yarıma'da topraklarının geçmişte böyle olduğuna; Yaklaşan Saat'te bu ilk haline geri döneceğine işaret etmektedir. Aslında bu hadis, bir gerçeği, bir öngörüyü, bir mucizeyi ifade etmektedir. Hadis'in ihtiva ettiği gerçek şudur:
Arap Yarımadası'nda geçmişte otlakların ve nehirlerin bulunduğu topraklar, sonradan şu an mevcut olan çöllere dönüşmüştür. Mucizevi haber ise; nehirler ve yeşil alanların Yaklaşan Saat'te, Arap Yarımadası'na tekrar geri dönmesidir. Bu Hadis'in doğru bir biçimde anlaşılabilmesi için tam 14 asrın geçmesi gerekmiştir. Çünkü jeoloji, iklim tarihi, astronomi ve başka bilim dallarında bu baş döndürücü ilerleme gerçekleştikten ve Arap Yarımadası'ndaki çöllerde birçok kazı ve sondaj faaliyetleri yapıldıktan sonra Hadis'in manası daha iyi anlaşılmıştır. Hadis, bir taraftan geçmişten, diğer taraftan gelecekten mucizevi bir şekilde haber veriyor. Bu çağda yapılan araştırmalar ve çalışmalar, hiç bir şüpheye yer bırakmayacak şekilde "Peygamberimiz'in ihbarı"nı doğrulamaktadır. Bu tarihî ve ilmî gerçeğe dikkat çektikten sonra bu çalışmaları ve keşifleri ortaya koyabiliriz:
Günlerdir yağan sağanak yağmurlar çölleri yemyeşil hale getirdi . Mekke cidde yolu üzerindeki dağlar yeşerdi.
Suudi Arabistan şiddetli yağışların etkisi altında.
Yağışlar, Mekke'deki Mescid-i Haram ve Medine'deki Mescid-i Nebevi'de de etkili oldu.
Yağış altında tavaf ettiler.
Sağanak yağışın etkili olduğu Mekke'de de yüzlerce umreci yağmur altında tavaf etti. Subhanallah
KABENİN KOMŞUSU