RAMAZAN BAYRAMIMIZ MÜBAREK OLSUN

RAMAZAN BAYRAMIMIZ MÜBAREK OLSUN

RAMAZAN BAYRAMIMIZ MÜBAREK OLSUN

Oruç ve ibadetlerimizi ihlasla yerine getirerek kurtuluşumuzu gerçekleştirmişizdir inşaallah. Böyle bir mübarek ayın feyiz ve bereketiyle hayat bulduktan sonra bu bayram sabahına bizleri kavuşturan Yüce Rabbimize sonsuz kez şükrediyor, habibine sevgili Peygamberimiz (sav) salat ve selam ediyoruz.
Müslümanlar olarak her yıl iki dini bayram kutlarız.
1. Ramazan Bayramı,

2. Kurban Bayramı.

Dini bayramlar, ulusal bayramlardan farklı olarak ay takvimine göre dü- zenlendiğinden her yıl 10 gün erken gelirler.
Bayramlar bizlerin en önemli sevinç günleridir. Bu sebeple bayram günlerinde, bu sevincimizi daim hale getirmek, mutlu ve huzurlu bir bayram geçirmek hem kendimizin razı olacağı hem de sosyal hayatta beraber olduğumuz insanların razı olacağı bir hayatı sürdürmek için yapmamız gereken hususlar vardır. 
Bu hususları şöyle ifade edebiliriz. 
Haset etmeyiniz, sırt dönmeyiniz ve ilginizi kesmeyiniz. Ey Allah'ın kulları, kardeş olunuz. 
Bir Müslüman’ın, din kardeşini üç günden fazla terk etmesi helâl değildir.” buyurmuştur. Konumuzla ilgili bir başka hadiste Sevgili Peygamberimiz, “Pazartesi ve perşembe günleri cennet kapıları açılır. Din kardeşi ile arala- rında düşmanlık bulunan kişi dışında Allah'a şirk koşmayan her kulun günahları bağışlanır. (Meleklere) siz şu iki kişiyi birbiriyle barışıncaya kadar tehir edin, evet siz bunları birbi- riyle barışıncaya kadar tehir edin! buyurulur.
Bayramlarımız, aramızda bulunan kardeşliği, sevgiyi ve saygıyı, muhabbetin taze tutulmamasına ve hiç bitmemesine yardımcı olan bir unsur olduğu gibi, en ulvi seviyeye çıkarmamıza, vesile olmalıdır. Çünkü bu güzel günlerde aramızda kaynaşma daha hızlı olduğu gibi, dostluklarımız ve ahbaplıklarımız daha ileriye gitmektedir. Yüce Rabbimizin de Kur’an-ı Kerim’de zikrettiği,
“Müminler, ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin” buyruğunu unutmamalı, ayrıca Hz. Peygamberimiz (s.a.v.) “Allah’a yemin ederim ki, iman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız.” Hadis-i Şerifini düstur edinmeliyiz.
Bayramlarımızın bize kattığı bir başka güzellik ise, Sıla-i Rahim’i daha sık gerçekleştirmemiz ve bu vesile ile büyüklerimizin dualarını almamızdır. Sıla-i Rahim Kur’an-ı Kerim’de emredilen ve Sevgili Peygamberimizin sünnetinde yer bulan bir husustur. 
Nitekim Kur’anı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: Allah’a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının.” Bir başka ayet-i kerimede mealen şöyle buyrulmak- tadır. “Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edin. Şüphesiz, Allah kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez. “Peygamber Efendimiz, Sıla-i Rahim’in ömrü uzatacağını ifade etmiş, ayrıca hısım ve akrabası ile akrabalık bağlarını kesen kimsenin bulunduğu meclise rahmetin inmeyeceğini ve böyle kişilerin cennete giremeyeceklerin belürtmiştir.
Bugün özellikle şehirleşmenin ve maddeye, menfaate önem vermenin getirmiş olduğu aileler arasındaki soğukluğu, hatta parçalanmaları ve akrabalar arasındaki bağların kopmasını düzeltmek için bu günleri fırsat bilerek yeniden canlılaş- tırmamız gerekmektedir. Çünkü biz insanız. Sevinçlerimizi paylaşmakla çoğaltır, üzüntülerimiz paylaşmakla azaltırız. 
Bu sebeple Bayramın vermiş olduğu bu sıcak iklimden yararlanmalıyız.

ESKi BAYRAMLARDAN AKLIMDA KALANLAR

Mahalle bakkalından çikolata alınır; yine mahalle kolonyacısından kolonya ya da esans doldurulurdu.
Büyük küçük demenden herkes yeni kıyafetle bayramı karşılardı. Bu kıyafetleri almak da öyle kolay değildi; almak da giymek de fazlasıyla kıymetliydi.
Bayramlar tatil değildi; tatile gitmek yerine büyükleri ziuqrete gidilirdi.
Harçlık vereceği bilinen akrabalara gitmek için can atılırdı.
Ziyaret edilen yaşlılar onları ziyarete geleceğini bildikleri çocuklar için, önceden en özel mendillere harçlık hazırlardı.
Bayram mesajı diye bir kavram yoktu; hele akıllı telefon- larla kameralı görüşme yapma fikri hiç yoktu. Eskiden el öpmek, bayramlaşmanın tek yoluydu.
Sadece akrabalar değil komşuları da ziyarete gidilirdi. Mahalle büyüklerinin kapısı çalınır teker teker eller öpülür, şeker toplanırdı.
Hayat nefes aldığımız kadardır, gerçek olan güzellikler yaşandıkça anlaşılır, bu güzel günde birlikte severek sevilerek anarak anılarak geçireceğimiz bir bayram olsun. Damağımızı ruhumuzu ve çevremizi tatlandıran, mutlu, umutlu, bereketli bir bayram olsun. Kardeşliğin doğduğu, sevgilerin birleştiği, belki durgun, belki yorgun, yine de mutlu, yine de umutlu  ve huzur kalbimizde olduğu sürece gözlerimiz parlayacaktır. Tıpki bugün içimizdeki huzur gibi herşeye rağmen acılar hastalıklar unutulsun. Bayram bereketiyle, bolluğuyla gelsin, tüm insanlık için hayırlara vesile olsun.
Bayram Mutluluktur.
Bayram Kavuşmaktır.
Bayram Birlikteliktir.
Bayram Özlem Gidermektir.
Bayram Sıla-ı Rahimdir.

Mübarek Ramazan Bayramı'nızı en içten dileklerimle kutluyor, tüm İslam Alemine sağlık, mutluluk ve huzur getirmesini diliyorum. 
KABENİN KOMŞUSU