Allah'ı Çokça Zikretmek

Allah'ı Çokça Zikretmek

Allah'ı Çokça Zikretmek 

أَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ ٱذْكُرُوا۟ ٱللَّهَ ذِكْرًا كَثِيرًا
Yâ eyyuhellezîne âmenûzkûrullâhe zikren kesîrâ(kesîran).
Ahzab Suresi 41. Ayet Meali

Allah'ı çokça zikretmek ne demek?

Sözlükte “bir şeyi anmak, hatırlamak” anlamındaki zikir (zikr) kelimesi (çoğulu zükûr, ezkâr) dinî literatürde “Allah'ı anmak ve unutmamak suretiyle gafletten ve nisyandan kurtuluş” anlamında kullanılır.

Zikirden maksat günahtan kesilmek içindir. İnsan Allah'ı ya tanır veya unutur. Unutması gaflet, hatırlaması zikirdir. O zâkir olan zikir sahibi günahtan kendini alıkoyuyorsa Allah'ın derviş kulu olur, mümin kulu olur.

Zikir etmek, Allahü teâlâyı hatırlamak demektir. Bu da, kalp ile olur. Zira zikir edince, kalp temizlenir. Yani kalpten dünya sevgisi çıkar ve o kalbe Allah sevgisi yerleşir.

En kıymetli tesbih yani zikir nedir? En kıymetli tesbih, namazlardan sonra çekilen Sübhanallah, Elhamdülillah ve Allahü ekber'dir. Bu tesbihten sonra en kıymetli tesbih ve zikir La ilahe illallah demektir.

Al-i İmran Suresi, 191. ayet:
Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah'ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler. (Ve derler ki:) "Rabbimiz, Sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek Yücesin, bizi ateşin azabından koru."
Araf Suresi, 205. ayet:
Rabbini, sabah akşam, yüksek olmayan bir sesle, kendi kendine, ürpertiyle, yalvara yalvara ve için için zikret. Gaflete kapılanlardan olma.
Ra'd Suresi, 28. ayet:
Bunlar, iman edenler ve kalpleri Allah'ın zikriyle mutmain olanlardır. Haberiniz olsun; kalpler yalnızca Allah'ın zikriyle mutmain olur.
Ankebut

Peygamberimiz buyuruyor:
لَاحَوْلَ وَلَا قُوَّةَ اِلَّا بِاللّٰه zikrini çok ediniz. Zîrâ, o, cennetin hazînesidir.” (Buhârî, Deavât, 50)
“Sana arşın altındaki cennet hazinesinden bir kelime söyleyeyim mi?
“Günahlardan korunmaya güç yetirmek ve taate kuvvet bulmak, ancak Allah’ın tevfik ve yardımıyladır.” kelimesidir. Kul bunu söyleyince: «Kulum hakkı  teslîm etti ve benden onu selâmette kılmamı istedi» der.”
“Ben bir söz biliyorum ki kul onu kendisine ölüm gelince söylerse ruhu cesedinden çıkarken ruhuna bir başka ferahlık geldiğini görür. Ve o söz kıyamette onun için nur, aydınlık olur. O söz:
لَا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ Allah’dan başka ilah yoktur.” sözüdür.” (Bkz. İbn Hanbel, I, 37; Râmûzü’l-ehâdis)
“Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- “İmânınızı dâima yenileyiniz” buyurdu da:
“– Yâ Rasûlallah imânımızı nasıl yenileyeceğiz?” diye suâl olundu. Cevaben:
لَا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ zikr-i şerifini çok yapınız, buyurdu. (İbn Hanbel, II, 359; Hâkim, IV, 285/7657)
“– Bir kul ihlâs ile لَا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ derse, bu hiç bir hicaba takılmadan yükselir. Allah’a vâsıl olunca Allah bunu söyleyene nazar eder. Allah bu tevhîd getirene nazar etdi mi onu rahmetine dâhil etmesi Allah’ın hakkıdır.” (Tirmizî, Deavât, 86)
“Yâ Muâz, günde kaç defa Allah’ı zikrediyorsun? On bin defa “Lâ ilâhe illallah” diyerek mi? Bak sana bazı kelimeler öğreteyim, bu onbin defa demenden senin için daha kolaydır.

Şöyle de: “Allah’ın kelimeleri adedince Lâ ilâhe illallah. Yarattıkları adedince Lâ ilâhe illallah, Arş ağırlığınca Lâ ilâhe illallah. Semâlar dolusu lâ ilâhe illallah. Bunlarla berâber bunların mislince lâ ilâhe illallah. Bunlarla beraber bunların mislince Allahu ekber. Bunlarla beraber bunların mislince elhamdülillah”. Böyle dersen ne bir melek sevabını yazmağa takat getirebilir, ne de bir başkası.” (Ali el-Müttâkî, I, 442/1910)

Ey iman edenler! Allah’ı çokça zikredin. Eğer Meleklerin (Allah'ı çokça) zikredenler arasında senin ismini yazarken kalemlerinin nasıl gıcırdadığını duysaydın, dilin asla (Allah'ı zikretmekten) geri durmazdı.
İbni Kayyim rahimehullah.
Yarabbi kalbimizden gönlümüzden , dilimizden zikrini düşürme.
KABENIN KOMŞUSU