Eşlerimiz Duamızda Olsun Hayatımız Mutlulukla Dolsun

Eşlerimiz Duamızda  Olsun   Hayatımız Mutlulukla Dolsun

Eşlerimiz Duamızda  Olsun  
Hayatımız Mutlululukla Dolsun 

Peygamber,“الدُّعاءُ مُخُّ العِبادةِ” “Dua ibadetin özüdür”[3] buyurmuştur. “Kullarım beni senden sorarlarsa, (bilsinler ki), gerçekten ben (onlara çok) yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm. O halde, doğru yolu bulmaları için benim davetime uysunlar, bana iman etsinler.” (Bakara, 2/186).

‎وَإِذَا سَأَلَكَ عِبَادِى عَنِّى فَإِنِّى قَرِيبٌ ۖ أُجِيبُ دَعْوَةَ ٱلدَّاعِ إِذَا دَعَانِ ۖ فَلْيَسْتَجِيبُوا۟ لِى وَلْيُؤْمِنُوا۟ بِى لَعَلَّهُمْ يَرْشُدُونَ
Ve izâ seeleke ıbâdî annî fe innî karîb(karîbun) ucîbu da’veted dâi izâ deâni, fel yestecîbû lî vel yu’minû bî leallehum yerşudûn(yerşudûne).

Kullarım, beni senden sorarlarsa, (bilsinler ki), gerçekten ben (onlara çok) yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm. O hâlde, doğru yolu bulmaları için benim davetime uysunlar, bana iman etsinler. Hazreti Ömer’e nispet edilen bir olayda biri, davranışlarını beğenmediği karısını şikâyet etmek üzere Halife’nin evine gelir. Kapının önüne oturur, Halife’nin çıkmasını bekler. İçeriden bir gürültü kopar, eşi Hazreti Ömer’e bağırıyordur. Fakat Faruk-ı Azam ağzını açıp da karısına tek bir kelime söylememektedir. Bu hali gören zat “Müminlerin Emiri’nin hali böyle olursa, benim hâlim nice olur?” diyerek kalkıp gitmeye hazırlanır. Tam bu sırada Halife dışarı çıkar, “Hayır ola, derdin neydi?” der. Adam durumu anlatır. Bunun üzerine Hazreti Ömer Efendimiz’in cevabı ise şöyle olur: “Kardeşim, karımın üzerimdeki hakları sebebiyle ona tahammül etmeye çalışıyorum. Zira o aşçım, fırıncım, çamaşırcım, çocuklarımın sütannesidir. Hâlbuki bütün bunları yapmak zorunda da değil. Üstelik gönlümün harama meyil etmesine engel olan da odur. Bu sebeple yaptıklarına katlanıyorum. Sen de karına katlanmaya bak. Hayat dediğin göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor.”
Misal bizlere evlilikte tahammülün önemli olduğunu hatırlatsa da maalesef günümüzde bu kuralı uygulayan çift sayısı oldukça az. Sorunlarımızı çözme yöntemi ya laf yarışına girmek, küsmek yahut fiziksel güç oluyor maalesef. İşin ucunda ‘sözümüzü geçirmek’ yahut ‘ezilmemek’ duygusu girdiyse geri adım atmak ne mümkün. Aslında bütün bunlar yerine eşimiz için dua etsek muhabbetimiz de sevgimiz de bir başka olacak.
Tek bir nefisten yaratılan eşler, hadis-i şeriflerde ifade edildiği gibi birbirinin şakiki yani diğer yarısı, tamamlayıcısı. Aynı zamanda din kardeşi. Kardeşler ki birbirlerini sever, sayar, yardımcı olur. Yardımın ilk adımı da kardeşine arkasından ismen duada bulunmaktır. Ne hazin ki en yakınımız olan, her gün aynı yastığa baş koyduğumuz karımıza yahut kocamıza niyazda bulunmak aklımıza gelmiyor. Oysa Resûlullah Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) çiftlerin birbirlerinin beğenmediği bir huyunu değiştirmesi yahut saadetlerinin daha da artması için dua etmelerini tavsiye ediyor. Kendisi de teheccüd namazlarında Hazreti ( Aişe validemizin ellerini ellerinin içine alıp, niyazda bulunurdu )
Hatta Allah Resûlü ve ashabı kendi, yakınları ve eşlerine dua etmeleri için birbirlerinden ricacı olurlardı.
“Peygamberimiz ve Hazreti Hatice validemiz arasındaki sevgiyi bahşet”
İslam alimleri eşimize nasıl dua edebileceğimiz hususunda bizlere yol gösteriyor. Bazı alimler eşlere namazdan sonra şu duayı yapmayı tavsiye ediyor: “Hazreti Adem ile Hazreti Havva, Efendimiz Hazreti Muhammmed (aleyhi’s salâtü ve’s selâm) ile Hazreti Hatice, Hazreti Ali ile Hazreti Fatıma arasındaki sevgi, saygı, hürmet ve muhabbetten bizlere de bahşet Allah’ım.” Ayrıca “Ey kalpleri evirip çeviren Allah’ım! Kalplerimizi telif eyle. Yuvamıza huzur ve saadet lütfeyle!” duası da dillerden düşmemesi gereken münacatlardan. Sorunların çözümü için de “Ya Rabbi! Evlenmeyi nasip ettin. Eşimin memnun olmadığım şu huyu var. Bu huyunu değiştirmesine yardımcı ol.” diyerek İlahî dergaha sığınmak en güzel yol.
İlahiyatçı-yazar Ali Demirel de umre veya hacca gidildiğinde İcabe Mescidi denilen yerde eşlerin iki rekât namaz kılıp, birbirlerine dua etmesi tavsiyesinde bulunuyor. Çünkü nebilik vazifesi gelmeden önce Peygamberimiz (aleyhi’s salâtü ve’s selâm) sık sık Hira’ya çıkar, günlerce orada kalırdı. Hazreti Hatice validemiz de O’na (sallallahu aleyhi ve sellem) yiyecek içecek getirir, Hira’nın eteklerinde bulunan İcabe Mescidi’nde buluşurlardı ve burada birlikte dua ederlerdi.
Karı-koca arasında muhabbet ve sevgiyi artırmak için “Ya Vedud”, “Ya Rauf”, “Ya Rahim”, “Ya Rahman” esma-i hüsnalarını çekmek de büyük zatlar tarafından öneriliyor. Unutmamalı ki ihlasla yapılan her dua kabul edilir. 
Kabedeydim ümremizi bitirdiğimizde dua ederken birbirlerine sarılmış halde dua eden eşleri gördüğümde...
Yarabbi..  ihlasla dua eden kardeşlerimin dualarını kabul et amin amin.
KABENİN KOMŞUSU