Dünyâyı İyi Bilen Aldanmaz Âhireti İyi Bilen Aldatmaz

Dünyâyı İyi Bilen Aldanmaz Âhireti İyi Bilen Aldatmaz

Dünyâyı İyi Bilen Aldanmaz Âhireti İyi Bilen Aldatmaz

Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri'nin sık sık tekrar ettikleri hikmetli sözlerden biri de budur. Efendi Hazretleri, bu sözü şerh ederken şöyle buyurdular :

Dünyâyı öğreneceksin, aldanmamak için. Tekrâr ediyorum. Dünyâ hayâtını iyi talîm edeceksin, aldanmaman için. Niçin aldandık? Dünyâyı iyi talîm etmedik. Dünyâdan murâdımız nedir? Dünyâ yaşayışını yani. Dünyâyı bilen adam, dostunu düşmanını tanır. Dünyâyı bilen adam, dünyâsını mamûr eder. Dünyâsını Hak rızâsı üzerine mamûr eden, âhiretini de ma'mûr etmiş olur. 
Dünyâyı iyi talîm edeceksin, aldanmayacaksın. Âhireti iyi talîm edeceksin, aldatmayacaksın. Âhireti iyi talîm eden aldatmaz. Çünkü bu kısa hayâtın hesâbını Allah'a vereceksin, nasıl aldatabilirsin? Kimseyi aldatamazsın. Çünkü bil ki, bu âlemde, Allah cc bize bizden yakın. Bu yakınlık, senin benim yakınlığım gibi değil. Bu yakınlık, lisân ile tarîf olunmaz, kalemle yazılmaz, kelâm ile söylenmez. Bunu tadanlar bilir. Onun için Allahu Teâlâ gene ahkâmı eskimeyecek olan Kur`ân-ı Mübîn'de, şöyle buyurur.

 "وَنَحْنُ اَقْرَبُ اِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَر۪يدِ 
ve nahnu akrebu ileyhi min habli'l-verîd", biz size can damarınızdan daha yakınız buyuruyor Sen de O'na yakın olacaksın burada. Ona yaklaşmak için İslâm'ın bir takım şartları ve îmân var. Bunun talîmi lâzımdır. Bilmeden bulamazsın, bulmadan olamazsın.
Dünyâyı iyi bilen aldanmaz, dostunu düşmanını tanır, ateş ile nûru tefrîk eder, zulmet ile nûru ayırır. Âhireti iyi bilen kimseyi kandırmaz ve aldatmaz. Bilir ki bu âlemde iken Hakk ona yakındır, her şeyini tesbit etmiş, bilmişdir, görmüşdür ve görmekdedir. Bunu böyle düşünürsek
îmânımız kemâle erecektir inşallah.

KABENİN KOMŞUSU