ZİKRULLAH KALPLERİN ŞİFASIDIR

ZİKRULLAH KALPLERİN ŞİFASIDIR

ZİKRULLAH KALPLERİN ŞİFASIDIR

“Zikrullah elbette en büyük (ibadet)tir." (Ankebût Suresi 45)

  “Allah'ı çok çok zikredin. Tâ ki umduğunuza kavuşabilirsiniz.” (Enfâl: 45)

 “Ey iman edenler! Ne mallarınız ne evlatlarınız sizi zikrullahtan alıkoymasın. Kim bunu yaparsa işte onlar ziyana uğrayanlardır." (Münâfikûn Suresi 

 Allah (cc) zikretmek onu herdaim anmak nasılda güzel bir şeydir. Yüce dinimizin emir buyurduğu ne kadar ibadet varsa hepsi de zikrullahın ikamesi ve icrâsı içindir. Allah-u Teâlâ Kur'an-ı Kerim'in de:

 "Benim zikrim için namaz kıl!" (Tâhâ: 14) ayet-i kerimesi ile dinin direği ve temeli, ibadetlerin rehberi olan namazı emretmiş olduğu gibi:

 "Ey iman edenler! Allah'ı çok çok zikredin." (Ahzâb: 41)

 Âyet-i Kerime’si ile de kendisini zikretmeyi emretmiştir. Namaz da ilâhî bir emirdir, zikrullah da ilâhî bir emirdir. Kur'an-ı

 kerim'de diğer ibadetler için: "Çok çok namaz kılınız!", "Çok çok oruç tutunuz!" gibi ifadeler olmamasına karşılık: "Allah'ı çok çok zikrediniz!" gibi ifadelerin bulunması, zikrullahın ne kadar önemli bir ibadet olduğunu göstermeye yeterlidir.

 Diğer bir Âyet-i kerime'de şöyle buyuruluyor:

 "Rabb'ini gönülden, yalvararak, boynu bükük ve ürpererek hafif bir sesle sabah-akşam zikret! Sakın gafillerden olma!"

 “Vezkur rabbeke fî nefsike tedarruan ve hîfeten ve dûnelcehri minel kavli bil guduvvi vel âsâli ve lâ tekun minel gâfilîn(gâfilîne).” Anladı, sabah ve akşam vakitlerinde Rabbini kendi kendine, korkarak ve yalvararak, sözün sesli olmayanı ile zikret. Ve gâfillerden olma.” (Araf Suresi 205)

 Zikrullah; mârifetullah yolunun esası, kalbin ve ruhun kavuşturucusudur.

 Zikrullah; kalplerin nuru, ruhların huzurudur. Gözlerin cilâsı, her derdin devâsıdır.

 Allah (cc) buyuruyor ki: Bana itaat ederek siz beni zikrediniz, ben de sizi rahmetimle mağfiretimle zikredeyim. Siz beni duâ ile zikrediniz, ben de isteklerinizi size vererek sizi zikredeyim. Siz beni övgü ile zikrediniz, ben de sizi övgü ile nimetlerle zikredeyim. Siz beni ihlâs ile zikrediniz, ben de sizi halâsla, kurtuluşla zikredeyim. Siz beni dünyada zikrediniz, ben de sizi âhirette zikredeyim. Siz beni refahınız rahatınız zamanında zikrediniz, ben de sizi belâ ve musibete uğradığınız zaman zikredeyim. Siz beni ibadetle zikrediniz, ben de sizi yardımımla, inayetimle zikredeyim. Siz beni yolumda cihadla zikrediniz, ben de sizi hidayetimle zikredeyim. Siz benim ulûhiyetimi kabul ederek zikrediniz, ben de sizi kulluğa kabul ile zikredeyim.

Ne nazik ve ihlaslı bir dinin mensuplarıyız. 

Ne kadar şükretsek azdır. Her ibadetin belli bir şartı olduğu halde, zikrullah için hiçbir şart yoktur. Düşünürsek şayet ne kadar şanslı olduğumuzu anlarız.

 Ayakta, otururken ,gezerken seyir halinde tefekkür ederken hatta yatarak bile zikretmek câizdir. Abdestli olmak efdal olduğu halde, abdestsiz olarak da yapılabilir zikirler. Yeter ki bizler arzu edelim. 

Dilimizden Allah lafzı kalbimizden Resulullah aşkı eksik olmasın inşaallah.

 Hadis-i şerif'te ise şöyle buyuruluyor:

 "Kıyamet gününde Allah katında en faziletli kul, dünyada iken Allah-u Teâlâ'yı çok zikretmiş olandır." (Câmiu's-sağir)

 Allah-u Teâlâ her şey için bir sebep yaratmıştır. Muhabbetullah'ın husulüne sebep de zikrullahtır. Onun sevgisine nâil olmak isteyenler Allah’ı anmaya devam etmeliyiz. Emin olabileceğin tek şey burada olduğumuz Mevla’yı kalplerimizde hissetmemizdir. 

O halde buyurun hep beraber Mevla’yı zikredelim. Tek zikrimiz, tek fikrimiz, tek Rabbimiz bizleri cemalinden affından mahrum eylemesin. Kendine layık kul, habibi Muhammed Mustafa’ya layık ümmet eylesin bizleri inşallah.

 Dünyada da ahirette de saâdet ve selâmete ermemiz temennilerimle.

Hayırlı Cumalar 

KABE’İN KOMŞUSU