Kız Kulesi İstanbul

Kız Kulesi İstanbul
Kız Kulesi İstanbul
Kız Kulesi İstanbul
Kız Kulesi İstanbul

İstanbul’un ikonik yapılarından olan ve tarihi M.Ö. 410 yılına kadar uzanan Kız Kulesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca Eylül 2021’de başlatılan kapsamlı restorasyon çalışmalarının ardından, bu akşam anıt müze olarak muhteşem bir ışıklandırmaya ziyarete açıldı.
Uluslararası restorasyon ilkeleri ışığında ve Prof. Dr. Feridun Çılı, Prof. Dr. Zeynep Ahunbay ve Ağahan Mimarlık Ödülü sahibi Mimar Han Tümertekin’den oluşan bilim kurulunun rehberliğinde gerçekleştirilen restorasyon çalışmaları sonucu, 2. Mahmut dönemindeki orijinal haline kavuşan Kız Kulesi, yeniden İstanbul'un gözbebeği haline gelecek.
İki yıl önce başlatılan çalışmalar sırasında Kız Kulesi’nin zaman içerisinde geçirdiği onarımlarda kullanılan beton ve çimento içeriğindeki tuzlar ve diğer kimyasallar nedeniyle zarar gördüğü, taşıyıcı kolon ve kirişlerin bile birbirine bağlı olmadığı anlaşılmıştı. Yapılan incelemeler, oluşabilecek büyük bir depremde İstanbul’un göz bebeği olan Kız Kulesinin bütünüyle zarar göreceğini de gözler önüne sermişti.
Özgün haline kavuşturuldu
Başlatılan restorasyon çalışmalarında günümüze ulaşmış kaynaklardaki en çok bilgi ve belgenin olduğu 18. yüzyıl sonu verileri kullanıldı.  Bu bilgiler ışığında kule ve kale bölümündeki özgün olmayan çatı ilaveleri kaldırılarak özgün durumuna getirildi. Süreç boyunca kimyasal analizler, georadar görüntüleme sistemleri, lazer tarayıcılar gibi teknolojilerle yapının statik sorunları tespit edildi ve güçlendirme yöntemleri belirlendi. Georadar çalışmaları sırasında içinde boşluk gözlemlenen özgün duvarların enjeksiyon yöntemiyle güçlendirilmesi yapıldı. 
Yapının tarihi beden duvarları, paslanmaz çelikten görünmez gergilerle güçlendirildi ve kale bölümünün özgün dendan duvarları ortaya çıkarıldı. Balkon döşeme karkası üzerinde ahşap taşıyıcılarla duvar ve kubbe aslına uygun olarak oluşturuldu, duvarların ahşap kaplamaları tamamlandı ve dekoratif öğelerinin imalatı yapıldı. Kubbe ise özgün malzemesi olan kurşunla kaplandı. Bakır alem ise konservasyon çalışmaları yapılarak altın varak ile kaplandı. Özgün aleme zarar vermeden yanına yıldırımdan korunma amaçlı paratoner yapıldı.
Yapılan çalışmalar sonucu ziyaretçilerin avluda bulunan ahşap seğirdim terasında da dolaşarak merdivenlerden kuleye çıkabileceği ve İstanbul’u diledikleri gibi izleyebilecekleri alanlar oluşturuldu. Tüm bu çalışmalar sonucunda, bugüne kadar İstanbulluların İstanbul’dan izlediği Kız Kulesi, artık kuleden İstanbul’un doyasıya izlendiği bir anıt müze olarak yoluna devam edecek. 
Depreme karşı tüm önlemler alındı
Öte yandan restorasyon çalışmaları sonucu, olası bir deprem veya zemin hareketinde yapının zarar görmemesi için ada etrafına çelik-beton bütünleşik kazıklar da yapıldı. Yapı çevresi betonarme destek kirişleri ve donatılı saha betonarme döşemesiyle ada etrafındaki ana kayaca ankre kazıklardan destek alarak güçlendirildi.
Kız Kulesi’nin sağlam bir şekilde gelecek kuşaklara aktarılması için ada, ortalama 25 metre derinlikte 201 kazık ile çepeçevre tahkim edildi, özellikle hakim dalganın yüksek olduğu kuzey, batı ve güney-batı yönünde palyeli tahkimat ile dalga etkilerine karşı korunaklı hale getirildi. Kule çevresindeki platform da tamamen yenilendi. 
Tüm bu çalışmalara ilave olarak, Kız Kulesi’ne giden temiz su hattı elden geçirildi, enerji hatlarının yenilenmesi yapıldı. Eski durumda pis su arıtma ünitesi ya da kanalizasyona erişim bulunmadığı için bununla ilgili yer altı biyolojik arıtma sistemi de yapıldı. Çevre düzenlemesi kapsamında ziyaretçilerin oturup dinlenebileceği, aynı zamanda dalgalara karşı set oluşturan ve aydınlatma cihazlarına sahip deniz ortamına dayanıklı prekast üniteler yerleştirildi.
Kız Kulesi’nin hikayesi ışıklarla anlatıldı.
11 Mayıs’ta kapılarını ziyaretçilerine açacak olan Kız Kulesi’nin İstanbul’da yeniden bir cazibe merkezi haline gelmesi de planlanıyor. Bu sebeple Kız Kulesi ve Galata Kulesi arasında şiirlere ve hikayelere konu olan aşkı anlatan eşsiz bir ışık ve ses gösterisi de tasarlandı. İlk gösteri halk tarafından hayranlıkla izlendi.Kız Kulesi’nin ziyarete açılacağı 11 Mayıs Perşembe akşamı, saat 21.00’de yapılan gösteri  her akşam aynı saatte tekrar edilecek. 

KIZ KULESİ EFSANELERİ
Kız Kulesi'nin bir efsanesi var, üstelik o kadar romantik ki… Efsaneye göre Kız Kulesi ile Galata Kulesi birbirine aşıktır ama aralarında bulunan İstanbul Boğazı, sevgililerin kavuşmasını engellemektedir. Galata Kulesi aşkını yıllarca mektuplara yazar ve Kız Kulesi'ne olan hasretini kelimelere döker. Hezarfen Ahmet Çelebi de uçma hayalini gerçekleştirmek için buraya çıktığında, Galata Kulesi onun kulağına Kız Kulesi'ne olan aşkını fısıldar ve mektupları ona verir. İstanbul'un üflediği rüzgarı arkasına alan Hezarfen, mektupları Kız Kulesi'ne ulaştırır. Aşkının platonik olmadığını anlayan Kız Kulesi, sevinçten havaya uçar. Bu iki aşığın birbirlerine duydukları bu derin duygular onların yüzyıllara meydan okumasına yardımcı olmuş, İstanbul'un en güzel manzarasını oluşturmuşlardır.
Bir başka hikayede ise.
LEANDROS'UN ÖLÜMSÜZ AŞKI
Bunlardan bir diğeri ise, kuleye adını da vermiş olan Leandros efsanesidir (Leander's Tower). Aralarındaki denize meydan okuyan aşıklar Leondros ve Hero'nun hikayesi trajediyle bitecektir.
Fırtınalı bir gecede, Leondros kulede ışık yandığını görünce, sevgilisi Hero'nun kendisini çağırdığını düşünür ve denize atlar. Oysaki bu kez ışığı yakan Hero değil, aşıkların her gece gizlice buluştuğunu anlayan bir başkasıdır ve ışığı söndürüverir. Leondros, Boğazın dalgalarına gömülür; bunun acısına dayanamayan Hero ise kuleden atlayarak hayatına son verir. Efsanenin sonunda aşıklar adına kulenin olduğu yere bir deniz feneri yapılır. 
İstanbul başlı başına bir Aşktır.
KABENİN KOMŞUSU