HEKİMLERDEN GAZZE'YE DESTEĞE DEVAM

HEKİMLERDEN GAZZE'YE DESTEĞE DEVAM
HEKİMLERDEN GAZZE'YE DESTEĞE DEVAM
HEKİMLERDEN GAZZE'YE DESTEĞE DEVAM
HEKİMLERDEN GAZZE'YE DESTEĞE DEVAM
HEKİMLERDEN GAZZE'YE DESTEĞE DEVAM

İsrail'in Filistin ve Gazze'de yaptığı soykırım ve katliama karşı Türkiye'nin her yerinde her hafta Cumartesi, eş zamanlı olarak hekimlerin ve sağlık çalışanlarının sessiz yürüyüşü 23. haftada da yapıldı. 

Edirne'de hekimler ve sağlık çalışanları, Eski Camii önünde toplandılar. Saraçlar Caddesi'ne kadar sessiz yürüyüşlerini gerçekleştirdiler. Yürüyüşün ardından Saraçlar Caddesi'nde PTT binası önünde Türkçe ve İngilizce olarak basın açıklaması yaptılar. 

Grup adına açıklamayı tıp fakültesi öğrencisi Muammer Morkoç yaptı. 

Morkoç yaptığı açıklamada;

 

"Yaklaşık 200 gündür süren saldırılara rağmen Gazzeyi terketmeyip mücadele edenleri ve hastaneleri yurtları bekleyen hekim ve sağlık çalışanlarını selamlayarak sözlerimize başlamak istiyoruz.

 

 

Türkiyedeki hekimler ve sağlık çalışanları olarak Sessiz Yürüyüş’ümüzün 23. haftasında yeniden Gazze’yi hatırlamak ve hatırlatmak için toplandık.

 

 

Yaklaşık bir asırdır Filistin'i işgal eden siyonist rejim, o topraklarda sistematik bir şekilde katliamlar yapmakta, insanları yurtlarından zorla sürgün ederek mal varlıklarına el koymaktadır. İşgalci İsrail’in 7 Ekimden itibaren yaklaşık 200 gündür süren saldırıları neticesinde 34 bin kişi şehid oldu ve 100 bine yakın kişi ise yaralandı, 19 binden fazla çocuk ise yetim kaldı. İsrail’in Gazze’de bulunan hastanelere yönelik saldırıları katliamlara dönüşmüş, ancak söz konusu saldırılar uluslararası alanda henüz bir yaptırıma maruz bırakılmamıştır.

 

 

Saldırılardan önce Gazze'de yaklaşık 35 hastane bulunmakta iken şu anda Gazze'nin kuzeyindeki hastanelerin tamamı ve güneyindeki hastanelerin çoğu sağlık hizmeti veremez durumda. 

 

Bugünlerde Gazze'de ayakta kalan ve hala çalışmaya devam eden yalnızca 3-4 hastane mevcut. Bunların da sadece 2'sinde aktif olarak ameliyat yapılabiliyor. 

 

Hastanelerin bazıları bombalanarak tahrip edilmiş, bazılarının içindeki cihaz ve malzemeler parçalanarak kullanılamaz hale getirilmiş ve birçoğu da çalışan, 6 aydır maaş almadan çalışmaya devam eden doktor ve sağlık görevlilerinin şehit edilmesi, tutuklanması veya göçe zorlanması nedeniyle sağlık hizmeti veremez hale gelmiştir.

 

 

Özellikle Gazze'nin kuzeyindeki bazı hastanelerde hemen hemen hiç tıbbi malzeme kalmamış ve güney-kuzey arası bağlantı neredeyse tamamen kesildiğinden dolayı malzeme tedariki de yapılamaz hale gelmiştir.

 

 

Gazze'nin kuzeyindeki en büyük hastane olan Şifa Hastanesi bombalandı ve hizmet dışı kaldı.

 

 

Gazze’nin güneyindeki en büyük hastanesi olan El-Nasır Hastanesi bombalandı ve hizmet dışı kaldı.

 

 

Gazze'nin güneyinde çalışır durumdaki hastanelerden biri olan Aksa Şehitleri Hastanesi bombalanıyor ve hizmet dışı kalmak üzere..

 

 

Gazze halkı abluka altında açlığa mahkum ediliyor. Bombaların, kitle imha silahlarının dehşetinden kurtulabilen insanlar, yetersiz beslenmenin, susuzluğun, salgın hastalıkların pençesinde ölüme mahkum ediliyor.

 

 

Gazze'deki durum kelimenin tam anlamıyla bir soykırım. İsrail, Gazze'nin tamamını bir toplama kampına çevirmiş durumda ve hiçbir hukuk ve ahlak kuralı tanımadan, hiç bir insani değerle açıklanmayacak şekilde adeta bir soykırım yapıyor.

 

 

İnsanların gidebilecekleri hiçbir yer yok ve en son sığındıkları hastaneler dahi bombalanıyor.

Gittikçe zalimliği ve zulmü artan İşgalci İsraile diyoruz ki zalimin sonu yaklaştıkça zulmü artar ve daha da azgınlaşır, senin de sonun yaklaştı, geçmişteki tüm zalimler gibi senin de tarihin kara sayfalarında adın geçecek ve lanetle anılacaksın, bugün senin zulmüne susanlar, senin yanında olup yardımcın olanlar da ilerde utancından kaçacak delik arayacak ve yargılanmaktan kurtulamayacak..

 

 

Elbet bugünler de tarih olacak, bugünler de gelecekte anılacak. Bugünlere dönüp baktığında elinden geleni yapanların gönlü ferah olacak. Diğerlerinin ise ömrü vicdan hapishanelerinde geçecek.

 

 

Biz Gazze’yi unutmadığımız, unutturmadığımızda, 

İmkan olursa gemilerle kardeşlerimizin yardımına koşup, elimizden geleni yaptığımızda,

İmkan ve şartlar müsait olmadığında;

EYLEM ile yüreğimizdeki ateşi diri tuttuğumuzda, zulmedenlerin hangi akıbete uğrayacaklarını göreceklerini haykırdığımızda,

DUA ile Allah’dan yardım, sabır ve metanet dilediğimizde,

BOYKOT ‘u gevşetmediğimizde, alışkanlık haline getirdiğimizde sevinenler mazlumlar olacak.

 

 

Bebeklerin çığlıklarının dünya devletleri tarafından duyulmadığı, 7-8 yaşlarında çocukların yetim kaldığı, annelerin bebeklerine süt bulamadığı, yardım gönüllüleri, sağlık çalışanlarının ve hastanelerin birincil hedef olduğu GAZZE; KAZANDI, KAZANIYOR, KAZANACAK…

 

 

Bu minvalde tüm hekimleri, sağlık çalışanlarını ve bütün vicdan sahibi insanları harekete geçmeye, bu onurlu yürüyüşte yer alarak zulme karşı durmak adına Sessiz Yürüyüş kervanımızda ses olmaya davet ediyoruz!

 

 

Dünya yeni bir bahara gebeyken biz vicdanımızla, şuurumuzla, duamızla, eylemimizle Gazzedeki kardeşlerimizin yanındayız ve yanında olmaya devam edeceğiz.

 

Kanıksamayacağız!

Normalleştirmeyeceğiz!

Sabırla ve azimle zulme karşı duranlar olacağız!" Dedi. 

 

Ardından İngilizce açıklama yaptı. 

Açıklama metni şöyle;

 

"Israel’s genocidal attacks against innocent civilians, children, doctors, patients, and hospitals are getting more and more brutal.

 

 

Bombing hospitals and preventing people from receiving healthcare is an obvious war crime.

 

 

As medical doctors from Türkiye, we have started our protests against those who committed the massacre and those who remain silent about what’s happening in Gaza Strip.

 

 

We have started “Silent March” in November 2023, walking in silent every Saturday, wearing doctors’ white coats with blood on them, representing the attacks on healthcare professionals and hospitals.

 

We will repeat our march in the same day every week and not stop until the attacks end. 

 

This is 23rd week. We are still here, we are continuing our marches more than 20 cities all around Türkiye. 

 

We will repeat our march in the same day every week and not stop until the attacks end.

 

 

We invite all doctors of the world to join us and stand against genocide, regardless of religion, language, and ethnicity. 

 

 

We will not let this genocide normalised!

We will not ignore the bloodshed!

We will stand against oppression with patience and commitment!"