YOĞUN STRES ÖLÜME KADAR GÖTÜREBİLİR

YOĞUN STRES ÖLÜME KADAR GÖTÜREBİLİR

Edirne Sultan 1. Murat Devlet Hastanesi'nde görev yapan İç Hastalıkları Uzmanı Doktor Can İyiiz'e stresin vücudumuza etkilerini sorduk.

İyiiz verdiği bilgilerle, önemli açıklamalarda ve uyarılarda bulundu. 

 

 

Doktor Can İyiiz yaptığı açıklamada;

 

"Çağımızın hastalığı olarak tanımlanabilecek olan stres günlük yaşamda karşılaştığımız bizi baskı altında bırakan, fakat bir yandan da başetmek zorunda olduğumuz etkenlere karşı vücudumuzda oluşan duygu durumu cevabıdır.

 

Çoğunlukla stresin makul düzeyde olanı günlük yaşamda başarı için motivasyon kaynağı kabul edilirken aşırıya kaçtığında psikolojik olarak anksiyete(aşırı endişe hali) ve depresyon gibi duygulanım bozukluklarına yol açmaktadır.

 

Stresin kısaca tanımını yaptıktan sonra nedenlerini ve oluşturdukları duygu durum hastalıklarının takip ve tedavisini psikiyatri uzmanlarına bırakarak biz kısaca vucüdumuzdaki etkilerine ve oluşturabileceği klinik durumlara değinelim.

 

Stresle karşı karşıya kaldığımızda onunla baş etmemiz için en büyük silahımız olan böbrek üstü bezimizden salgılanan kortizol ve adrenalin, noradrenalin hormonları aynı zamanda aşırı ve kronik olarak salgılandıklarında başta kalp damar hastalıkları,şeker hastalığı ve bağırsak hastalıkları gibi bir çok hastalığın da sebebi olabilmektedirler.

 

Bu hormonlar kan şekerimizi ve kan basıncımızı yükseltir, damarlarımızın kasılmasına sebep olurlar. Bizi etrafımızdan gelecek tehlikelere karşı daha dikkatli ve dirençli kılmaya çalışırlar. Ancak örneğin kan şekerimizin ve kan basıncımızın yükselmesi, damarlarımızın ve kaslarımızın kasılması sağlıklı bireylerde stres faktörleri ile daha iyi mücadele etmemizi sağlarken diyabetik hastalarda aşikar ya da gizli kalp damar hastalığı olan bireylerde hayati tehdit eden felç, kalp krizi, ritm bozukluğu, şeker koması gibi durumlara yol açabilmektedir.

 

Günlük pratiğimizde de kronik strese maruz kalan kişilerin baş ağrısı, yaygın kas ve eklem ağrıları, şişkinlik-kabızlık-ishal gibi belirtilerle seyreden husursuz bağırsak hastalığı, hipertansiyon ve yeni başlayan(ya da stres ile kötüleşen) diyabet gibi klinik durumlarla bize başvurduğunu görmekteyiz. Bence burada biz klinisyenlere düşen hastayı dinlerken hastayı bize getiren faktörlerden birinin de stres olduğunu ayırt etmek ve gerektiğinde hemen onları psikriyatri kliniklerine yönlendirerek hem onların stresle baş etme yöntemlerini öğrenmelerini hem de gerekiyorsa uygun tedaviyi almalarını sağlamaktır. Son olarak hastalarımız da bir çok kronik dahili hastalığın temelinde stresin yattığını bilerek eğer bu durum baş edemeyecekleri ve hayatlarını etkileyen bir hal alıyorsa bir uzmana başvurarak uygun desteği bir an önce almalıdırlar.

Herkese sağlıklı günler dilerim." dedi.