HEKİMLER VE SAĞLIK ÇALIŞANLARI GAZZE İÇİN 24. HAFTADA DA YÜRÜDÜLER

HEKİMLER VE SAĞLIK ÇALIŞANLARI GAZZE İÇİN 24. HAFTADA DA YÜRÜDÜLER
HEKİMLER VE SAĞLIK ÇALIŞANLARI GAZZE İÇİN 24. HAFTADA DA YÜRÜDÜLER
HEKİMLER VE SAĞLIK ÇALIŞANLARI GAZZE İÇİN 24. HAFTADA DA YÜRÜDÜLER
HEKİMLER VE SAĞLIK ÇALIŞANLARI GAZZE İÇİN 24. HAFTADA DA YÜRÜDÜLER
HEKİMLER VE SAĞLIK ÇALIŞANLARI GAZZE İÇİN 24. HAFTADA DA YÜRÜDÜLER
HEKİMLER VE SAĞLIK ÇALIŞANLARI GAZZE İÇİN 24. HAFTADA DA YÜRÜDÜLER
HEKİMLER VE SAĞLIK ÇALIŞANLARI GAZZE İÇİN 24. HAFTADA DA YÜRÜDÜLER

İsrail'in Filistin'de ve Gazze'de yaptığı soykırım ve katliama karşı, Türkiye'nin her yerinde eş zamanlı olarak, her hafta Cumartesi günü, hekimler ve sağlık çalışanları sessiz yürüyüş yaparak tepki gösteriyorlar. Yürüyüşün ardından basın açıklaması yapıyorlar. 

Edirne'de hekimler ve sağlık çalışanları Eski Camii önünde toplandılar. Saraçlar Caddesi'ne kadar sessiz yürüyüşlerini yaptılar. Saraçlar Caddesi'nde PTT binası önünde basın açıklaması yaptılar. 

Grup adına açıklamayı tıp fakültesi öğrencisi Muhammed Enes Büyükçetintaş yaptı.

 

Büyükçetintaş'ın yaptığı basın açıklaması;

 

"7 aydır devam eden soykırım ve zulme sabreden onurlu Gazze halkına ve bütün zorluklar içerisinde açlığa, ilaçsızlığa rağmen kendi canı pahasına hastaları için var gücüyle çalışan Gazze’nin şerefli doktorlarına selam olsun.

Türkiyedeki hekimler ve sağlık çalışanları olarak Sessiz Yürüyüş’ümüzün 24. haftasında yeniden Gazze’yi hatırlamak ve hatırlatmak için toplandık.

Yaklaşık bir asırdır Filistin'i işgal eden siyonist rejim, o topraklarda sistematik bir şekilde katliamlar yapmakta, insanları yurtlarından zorla sürgün ederek vatanlarına ve mal varlıklarına el koymaktadır. İşgalci İsrail’in 7 Ekimden itibaren süren saldırıları neticesinde şehid sayısı 35 bin, yaralılar ise 100 bin kişiyi geçmiş durumda. 20 bine yakın çocuk ise yetim kaldı. İsrail’in Gazze’de bulunan hastanelere yönelik saldırıları katliamlara dönüşmüş, ancak söz konusu saldırılar uluslararası alanda henüz bir yaptırıma maruz bırakılmamıştır.

Saldırılardan önce Gazze'de yaklaşık 35 hastane bulunmakta iken bugünlerde ayakta kalan ve hala çalışmaya devam eden yalnızca 3-4 hastane mevcut. Bunların da sadece 2'sinde aktif olarak ameliyat yapılabiliyor. Hastanelerin bazıları bombalanarak tahrip edilmiş, bazılarının içindeki cihaz ve malzemeler parçalanarak kullanılamaz hale getirilmiş durumda. Büyük bir fedakarlıkla 7 aydır maaş almadan mesleklerinde çalışmaya devam eden hekim ve sağlık çalışanlarının şehit edilmesi, tutuklanması ve göçe zorlanması nedeniyle meslektaşlarımız sağlık hizmeti veremez hale gelmiştir.

Gazze'nin kuzeyindeki en büyük hastane olan Şifa Hastanesi bombalandı ve hizmet dışı kaldı. 

Gazze’nin güneyindeki en büyük hastanesi olan El-Nasır Hastanesi bombalandı ve hizmetdışı kaldı

Ülkemiz tarafından 2011-2017 yılları arasında Gazze Şeridi'nde inşa edilen Türkiye-Filistin Dostluk Hastanesinin İşgalcı İsrail'in 7 Ekim saldırıları sonrasında askeri amaçlarla kullanıldığı öğrenilmiş oldu.

Ayrıca son günlerde Nasır ve Şifa Hastaneleri’ndeki yıkım ve bölgede bulunan toplu mezarlar ve işkence edilerek şehid edilen insanların cesetleri İşgalci İsrailin vahşetini gözler önüne serdi.

Gazze halkı abluka altında açlığa mahkum ediliyor. Bombaların, kitle imha silahlarının dehşetinden kurtulabilen insanlar, yetersiz beslenmenin, susuzluğun, salgın hastalıkların pençesinde ölüme mahkum ediliyor. Çok sayıda artan menenjit ve hepatit C vakası var olan durumu daha da zorlaştırıyor.

Gazze'deki durum kelimenin tam anlamıyla bir soykırım. İsrail Gazze'nin tamamını bir toplama kampına çevirmiş durumda ve hiçbir hukuk ve ahlak kuralı tanımadan, hiçbir insani değerle açıklanmayacak şekilde adeta bir soykırım yapıyor. İnsanların gidebilecekleri hiçbir yer yok ve en son sığındıkları hastaneler dahi bombalanıyor.

Gittikçe zalimliği ve zulmü artan İşgalci İsraile diyoruz ki zalimin sonu yaklaştıkça zulmü artar ve daha da azgınlaşır, senin de sonun yaklaştı, geçmişteki tüm zalimler gibi senin de tarihin kara sayfalarında adın geçecek ve lanetle anılacaksın, bugün senin zulmüne susanlar, senin yanında olup yardımcın olanlar da ilerde utancından kaçacak delik arayacak ve yargılanmaktan kurtulamayacak..

2 milyon mazlumun göğü inleten çığlıklarına sessiz kalan sağırlarla hesaplaşacağız..

Çocuk ve kadınlar öldürülünce susan dilsizlerle hesaplaşacağız..

35 bin kişininin katledilmesini görmeyen,kör taklidi yapanlarla hesaplaşacağız..

Öyle bir hesap ki bugün silahlarıyla güçlü gözükenler o gün zalimlerin yaşayacağı korkunç akıbeti yaşamaktan kurtulamayacak.Elbet bugünler de tarih olacak, bugünler de gelecekte anılacak. Bugünlere dönüp baktığında elinden geleni yapanların gönlü ferah olacak. Diğerlerinin ise ömrü vicdan hapishanelerinde geçecek.

Biz Gazze’yi unutmadığımız, unutturmadığımızda, imkan olursa; gemilerle kardeşlerimizin yardımına koştuğumuzda,İmkan ve şartlar müsait olmadığında;

EYLEM ile yüreğimizdeki ateşi diri tuttuğumuzda, zulmedenlerin hangi akıbete uğrayacaklarını haykırdığımızda, DUA ile Allah’dan yardım, sabır ve metanet dilediğimizde,BOYKOT ‘u gevşetmediğimizde, alışkanlık haline getirdiğimizde sevinenler mazlumlar olacak.

Bebeklerin çığlıklarının dünya devletleri tarafından duyulmadığı, 7-8 yaşlarında çocukların yetim kaldığı, annelerin bebeklerine süt bulamadığı, yardım gönüllüleri, sağlık çalışanlarının ve hastanelerin birincil hedef olduğu GAZZE; KAZANDI, KAZANIYOR, KAZANACAK…

Bu minvalde tüm hekimleri, sağlık çalışanlarını ve bütün vicdan sahibi insanları harekete geçmeye, bu onurlu yürüyüşte yer alarak zulme karşı durmak adına Sessiz Yürüyüş kervanımızda ses olmaya davet ediyoruz! Biz vicdanımızla, şuurumuzla, duamızla, eylemimizle Gazzedeki kardeşlerimizin yanındayız ve yanında olmaya devam edeceğiz.

Kanıksamayacağız! 

Normalleştirmeyeceğiz! 

Sabırla ve azimle zulme karşı duranlar olacağız!"

 

Israel’s genocidal attacks against innocent civilians, children, doctors, patients, and hospitals are getting more and more brutal.

Bombing hospitals and preventing people from receiving healthcare is an obvious war crime.

As medical doctors from Türkiye, we have started our protests against those who committed the massacre and those who remain silent about what’s happening in Gaza Strip.

We have started “Silent March” in November 2023, walking in silent every Saturday, wearing doctors’ white coats with blood on them, representing the attacks on healthcare professionals and hospitals.We will repeat our march in the same day every week and not stop until the attacks end. 

This is 24rd week. We are still here, we are continuing our marches more than 26 cities all around Türkiye. We will repeat our march in the same day every week and not stop until the attacks end.

We invite all doctors of the world to join us and stand against genocide, regardless of religion, language, and ethnicity. 

We will not let this genocide normalised!

We will not ignore the bloodshed!

We will stand against oppression with patience and commitment!