Fil olayı (fil vakası)

Fil olayı (fil vakası)

Fil olayı (fil vakası)

Sadece İslam tarihinde değil, tüm dünyada eşine az rastlanır bir olaydır. Dinler arası ibretlik bir olay olması bakımından çok önemlidir. 
Fil olayı, adından da anlaşılacağı üzere fil ordusunun Kabe'ye kadar gelip, orada diz çökmesi üzeri kuruludur. Hıristiyanlığı yaymak, Kabe'yi yıkmak isteyen Habeş ordusunun Kabe önünde telef olması olayın özüdür. Kuran-ı Kerim'de Fil suresinde bu olay anlatılmıştır.

Fil Suresi
Kur'an'ın 105,suresidir .
5 Ayettir.

Bismillâhirrahmânirrahîm.
1. Elemtera keyfe fe’ale Rabbuke bi-ashâbi’l-fîl.
2. Elem yec’al keydehum fî tadlîl.
3. Ve ersele ’aleyhim tayran ebâbîl.
4. Termîhim bi-hıcâratin min siccîl.
5. Fece’alehum ke’asfin me’kûl.

1. Rabbin fil sahiplerine neler etti, görmedin mi?
2. Onların kötü planlarını boşa çıkarmadı mı?
3. Onların üstüne sürü sürü kuşlar gönderdi.
4. O kuşlar, onların üzerlerine pişkin tuğladan yapılmış taşlar atıyordu.
5. Böylece Allah onları yenilip çiğnenmiş ekine çevirdi.

Fil Olayı Nedir?
 Yemen genel valisi Ebrehe, Kabe'yi yıkmak için büyükçe bir ordu hazırlar. Ordusunu fillerle takviye eder. Ordu Kabe önüne kadar gelir. Fakat fillerin lideri Kabe'ye yaklaşamadan dizleri üstüne çöker. Geri gidebilmesine rağmen bir adım öteye geçemez. Diğer filler de aynı şekilde davranırlar.
 Fillerin saf dışı kalması üzerine Habeş ordusu saldırmak ister. Bu defa da ebabil kuşları siccin taşları atarak, ordunun bozguna uğramasını sağladı. Ordunun başında fil olması nedeniyle tarihte bu olay fil vakası olarak anılıyor.
 Fil olayı Mekkeliler için büyük bir olay ve mucize olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle olayın gerçekleştiği tarihi kendileri için tarihin başlangıcı olarak kabul etmişlerdir. Bu tarihe de "Fil Yılı" adı vermişlerdir. Fakat Fil suresinin inmesiyle birlikte bu düşünce ortadan kalkmıştır.
 Fil Olayı Neden Oldu?
 Yemen valisi olan Ebrehe el Eslem, Habeş Krallığının idaresini ele geçirir. Amacı Hıristiyanlığı yaymaktır. Müslümanların Kabe'yi ziyaret etmeleri üzerine daha iyi bir mabet yapmak için Bizans'tan ustalar getirtir. San'a'da büyük bir katedral inşa ettirir. Herkesin bu katedrali tavaf etmesini ister.
 Bu katedralin Kabe'nin yerine geçirilmek istenmesine tahammül edemeyen Kinane kabilesinden bir Arap, katedralin içine pisler. Bu saygısızlık karşısında öfkelenen Ebrehe, bütün Kinanelilerin gelip katedrali tavaf etmelerini ister. Kinaneliler bu isteği geri çevirip, gönderilen elçiyi de öldürürler.
 Ebrehe, Hıristiyanlığın gelişmesindeki tek engelin Kabe olduğuna karar verir. Bu nedenle bir ordu hazırlayarak Mekke üzerine yürür.

Ebrehe’nin Kâbeye Saldırması Ebrehe, hazırladığı büyük bir ordu ile Mekke üzerine yürüdü. O zamanın âdetince uğur sayılan ve bugünün tanklarının yerini tutan büyük Mahmudî Fil’ini de ordusunun önüne kattı. Bu sebeple hâdise, tarihte Fil Vak’ası adıyla anılmıştır. Kabileler halinde dağınık yaşayan Araplar, yer yer Ebrehe’nin ordusuna karşı koymaya çalıştılarsa da, onu önleyemediler. Ebrehe’nin keşif için ileriye gönderdiği askerleri de, Mekke’lilerin nesini buldularsa, yağmalayıp getirdiler. Mekke’lilerden bir sulh hey’eti, Ebrehe’ye gittiler ve mallarının geri verilmesini istediler. Hey’etin başında, o zaman Mekke şehrini idare eden Kureyş kabilesi reisi, Peygamberimiz Aleyhisselâmın dedesi Abdülmuttalip bulunuyordu. Yağmalanan mallar arasında, onun da 100 devesi vardı. Ebrehe, onların bu isteğine şaşırdı:

Ben, Kabe’yi yıkmak için geliyorum  ve bundan vazgeçmem için rica etmenizi bekliyorken, siz develerinizin derdine düşüyorsunuz? dedi. Böylece onları aşağı düşürmek istedi. Fakat Abdülmuttalip:

Ben, develerin sahibiyim ve onları istiyorum. Kabe’nin ise asıl sahibi var. O’nu O Yüce sahibi korur!” diye cevap verdi.
Ebrehe, yağmalanan malları geri verdikten sonra, ordusunu ve şöhretli filini Mekke üzerine yürüttü. Abdülmuttalib ise, Kabe’nin kapısına yapışıp göz yaşları ile duâ ettikten sonra halkı dağlara çekerek olacakları ibretle beklemeye başladı. Ebrehe, koca filinin Mekke üzerine gitmemekte direndiğini, ayaklarının kumlara saplanıp kaldığını, başka tarafa çevrildiği zaman koşarak yol aldığını görünce, küplere bindi.
Bu sırada, Ebrehe ve askerleri Kur’an-ı Kerîm’in Fîl Sûresi’nde bildirildiği üzere, hiç beklemedikleri bir şeyle karşılaştılar. Bir anda gökyüzünü kaplayan Ebabil kuşları, ağızlarında ve ayaklarında taşıdıkları küçük kızgın taşları düşman askerlerinin üzerine atıyorlar, bir nevi Ebrehe ordusunu havadan bombardıman ediyorlardı. Böylece koca ordu neye uğradığını şaşırdı, yara bere içinde perişan oldu

Çok az kişi kaçabildi. Onlar da aldıkları yaranın tesiriyle kısa zaman sonra öldü. Ebrehe de canını zor kurtarıp Yemen’e döndü ise de, çok geçmeden O da orada öldü. Kabe’nin sahibi Kabe’yi işte böyle korumuştu.”

FİL SURESİ NE ZAMAN İNMİŞTİR?

Fil Suresi ya da Elemtera Suresi, Mekke döneminde inmiştir.
Mushaftaki sıralamada yüz beşinci, iniş sırasına göre on dokuzuncu sûredir.
Kâfirûn sûresinden sonra, Felak sûresinden önce Mekke’de inmiştir.

KABENİN KOMŞUSU