TRAKYA ÜNİVERSİTESİ CAMİİ

TRAKYA ÜNİVERSİTESİ CAMİİ
Gülsevin Kuzu ve Rasim ÖZGÜN
TRAKYA ÜNİVERSİTESİ CAMİİ
TRAKYA ÜNİVERSİTESİ CAMİİ
TRAKYA ÜNİVERSİTESİ CAMİİ
TRAKYA ÜNİVERSİTESİ CAMİİ
TRAKYA ÜNİVERSİTESİ CAMİİ

Yapılmakta olan Trakya Üniversitesi Camii hakkında Rasim Özgün Beyle röportaj yaparak bilgi aldık. 

Rasim Özgün:

-Edirne Trakya Üniversitesi Cami yapma ve yaşatma derneği başkanıyım. Derneğimiz 2019 yılında 7 arkadaşımızın birlikteliğiyle kuruldu. Amacı 40 yıldır Trakya Üniversitesi'nde olmayan bir caminin inşaatını yapabilmekti. Arsa tedariğinin yapılmasıyla birlikte camimiz başlangıçta ilahiyat fakültesinin derneği öncülüğünde başladı. Fakat ilerleyen zamanda 1 yıl gibi bir zaman içerisinde ilahiyat fakültesinin bünyesinde bu işin olamayacağı kanaatine vardıkları için özel bir dernek kurulması gerektiğini düşünmüş idareci arkadaşlar. Bu konuda da istişareler neticesinde şahsımızı ve arkadaşlarımızı uygun gördüler. Biz de böyle bir hayırlı işe hayır diyemedik. Cami yaptırma ve yaşatma amaçlı caminin bütün ihtiyaçlarını görebilmek kaydıyla bir dernek kurduk. Şükürler olsun yaklaşık 4 yıldır da bu işi yürütmeye çalışıyoruz.

Camimiz 9.360 metrekarelik bir alan içerisinde. Caminin kullanılabilir alanı ise net 2.500 metrekare üzerinden 6.000 metrekare alanda. Bu işte bodrum kat, zemin kat bir de mahvel katı olmak üzere 3 kat şeklinde oluyor. Bu şekilde dizayn edildi. Proje edildi. Bu şekilde devam ediyor.

Yapılma aşamasında zemin etüdünden, temel atma zamanına kadar bizden önceki dönemde iyi bir kazı çalışması yapmışlar. Caminin olduğu alana yaklaşık 10 metre derinlikte kazı yapılmış. Fakat ilk projesi bunun külliye şeklinde tasarlanmış. Ama proje bedeli ve maliyeti çok yüksek olduğu için biz bunu kaldıramayacağımızı, yapamayacağımızı anlayarak proje değişikliğine gittik. Külliye şeklinden vazgeçerek sadece cami yapılması kararına vardık. Bunun için de önce bir bodrum kat yapılması gerek. Yoksa cami çok aşağıda, derinde kalacağı için bir bodrum kat yaptık. İnşaAllah orada sosyal alanlar yapacağız. Öğrencilerin günlük ihtiyacını görebilecek gibi kitap cafe ya da kütüphane türünde sosyal alanlar tasarlıyoruz ama onu daha ilerleyen zamanda. Şimdi asıl cami katı zemin seviyesinden yaklaşık 1 metre yüksek olacak. O şekilde denk geliyor. Osmanlı mimarisine uygun, Edirne'deki doğal yapıya uygun kubbeli bir cami projesi tercih ettik. Bu da İstanbul Yavuz Sultan Selim Camii'nin aşağı yukarı benzeri proje olacak.

Aynı anda 5.000 kişinin namaz kılabileceği bir cami inşa ediyoruz. Şu ana kadar yaklaşık 9 milyon Türk lirası harcadık. Bunu genellikle hayırseverlerin yardımlarıyla yaptık. Diyanet İşleri Başkanlığımız bize bu zamana kadar 2 milyon Türk lirası yardımda bulundu. Diğer kısmı hayırsever vatandaşlar verdi. Bugünkü son haliyle ana kubbenin çatılmasına başladık. Ana kubbenin genişliği yaklaşık 26 metrekare. Yani Edirne Selimiye Cami'nden 3.5-4 metre daha küçük oluyor ama büyük bir cami tasarladık. Dedik ki Trakya Üniversitesi'ne yakışır, Edirne'nin tarihi dokusuna uygun bir cami olsun. İnşaAllah o şekilde tasarladık. İlk tasarladığımızda yaklaşık 23 milyon gibi bir maliyet bedeli vardı. Fakat bu geçen zaman içerisinde korona vs gibi küresel krizlerin oluşması, inşaat maliyetlerini, işçilik maliyetlerini arttırdığından dolayı ne kadara çıkacağını bilemiyoruz. Bizim tahminimiz 80-100 milyon civarında olacak. Şu ana kadar harcadığımız 8 milyondur.

-Hocam siz televizyon programında yağmur suyunu toplayıp, bahçe sulama gibi alanlarda kullanacağınız bir sistemden bahsetmiştiniz. Bunu da anlatabilir misiniz?

-Doğrudur. Şimdi biz öncelikle kaba inşaatın bitimine girdik. Kaba inşaatın da kubbe kısmını çattıktan sonra duvarların örülmesine ve ondan sonra caminin sağlı sollu yani kıble yönüne doğru sağ ve sol tarafında şadırvanlarımız olacak. Sol tarafta kadınlar için şadırvan, sağ tarafta erkekler için. Yani lavabo ve şadırvan için ikisinde ayrı ayrı bölümler seçtik. Projenin tasarlanış şekline göre. Onunla birlikte biz buraya zaman zaman biliyorsunuz şehrimizde su kesintileri oluyor vs gibi sebepler için 2 depo düşündük. Bir tanesi abdest alınabilecek temiz su deposu ama onun yanında da farklı bir depo tasarladıkki caminin genelinden toparlanacak; kubbelerinden, revaklı avlu kısmından yağmur suyunun akıp boşa gitmesin diye biz büyük bir depo tasarlayarak, depoda toplanmasını, toplanan yağmur suyunun da pompalarla caminin etrafındaki ağaç, çimen yeşillik alan ve yahutta caminin temizliğinde kullanılabilecek, avlu temizliğinde yıkama gibi kullanılabilecek şekilde tasarlama içinde bulunduk. Ama henüz depo tesislerinin olduğu bölüme geçmedik inşaat alanında.

Önce kubbeyi çatarak caminin kaba inşaatını bitirelim. Ondan sonra yanındaki çalışmaları yani bu depo, tuvaletlerin ve şadırvanın, abdesthanelerin yapım bölümüne geçeceğiz. Bu şekilde tasarlama oldu. Depoyu yapacağız inşaAllah. Hem su tasarrufu olmuş olacak hem de herhalde biraz da enerji. İlerleyen zamanda düşüncelerimiz var. Güneş enerjisinden ne kadar yararlanabiliriz? O konuda çalışmalarımız var. Ama henüz daha netleşmedi. Teferuatlı bilgi veremeyeceğim. Yani ısınma ve enerji gideri gibi bir düşüncemiz var. Onu da bazı firmalara çalışma yaptırıyoruz. Teklifler alınıp, değerlendirilecek. Eğer altından kalkabileceğimiz bir maliyet çıkarsa kalıcı bir çözüm olarakta güneş enerjisinden faydalanmayı düşünüyoruz.

-Peki yeşillendirme, peyzaj, ağaçlandırma profesyonel şekilde mi olacak? Nasıl bir şey düşünüyorsunuz çevresel düzenleme bakımından? Sadece yeşillik olarak değil.

-Tabiki yeşillendirilmesi, peyzajı da profesyonel bir şekilde olacak. Onun için çevre düzenlemecileri ya da peyzaj mimarlarından destek alacağız. Ne tür ağaçlar gider? Yani biliyorsunuz bazı bölgeler içinde bizim eski tarihi eserlerimiz içerinde büyük ulu çınar ağaçları var. Bu çınar ağaçları zamanla kök salıyorlar. Saldıkları kökler duvarların yıkılması gibi bir sıkıntı yaratıyor. Biz bunu yapmayacak şekilde ama hakikaten gölgesinden ya da meyvesinden bilemiyoruz artık ya da süsünden insanın göz zevkine hitap edebilecek bitkiler, belki bodur bitki. Hani köklerinin genel yapıya ya da temeline vs gibi zarar vermeyecek şekilde tasarlama yapılacağını düşünüyoruz. Bunu da peyzaj mimarlarından destek alarak. Henüz o aşamaya gelmediğimiz için o konuyu açıklamadık. Ama mademki sordunuz. Bu sorunun cevabı da böyle. Profesyonelce yani caminin yapısına uyumlu, güzel bir peyzaj olmasını, süsleme olmasını arzu ediyoruz.

-Hocam siz sosyal alan dediniz, sosyal aktivite için. Orada genelde gençler olacak. Üniversite öğrencileri. Mesela arkadaşlarıyla gidecek dinlenecek. Kitap okuyacak. Ya da nasıl bir sosyalleşme düşünülebilir camide? Tabiki oraya illaki giden olacak. Merakından da gidebilir. İbadet için de gidebilir. Dinlenmek için de gidebilir.

-Ağırlıklı ibadet alanı dedik ya yani üst kısmında namaz. Ama camiler sadece namaz kılmak için değil. Biz biliyoruz ki camilerde birçok faaliyet yapılabiliyor. Orası üniversite olması hasebiyle de üniversitenin bütün birimleri var. Eğitim fakültesi, edebiyat, matematik, tıp, eczacılık vs gibi ilahiyyata olmak şartıyla birçok bölümü var. Biz istiyoruz ki bu caminin alt katında bodrum katta yapacağımız ya da dizayn edeceğimiz alanlarda kitap cafe dedik. Öğrencilerin gelip orada evet üniversitenin kütüphanesi var ama biz özel bir kütüphane oraya kurarak, gelip hem ders çalışabileceği hem kütüphaneden istifade edebileceği, bunun yanında da ücretsiz çay, kahve ikramının olabileceği bir alan şeklinde. Hatta farklı bir salon tasarlamayı düşünüyoruz. Henüz o safhaya gelmedik. Mimarımızla konuştuk. Belki 100-150 kişinin aynı anda oturma düzeninde olabileceği amfi gibi bir salon olarak gerektiğinde orada sohbet, seminer, konferansta olabilecek bir yapı. Onun yanında geçici misafir barındırabilecek alanlar düşünüyoruz. Bu ücretli değil tabi.

-Mesela ne kadar süre barınma? Şehir dışından gelmiş diyelim. Bir gece mi kalacak?

-Kişinin ihtiyacına göre. Yani acil bir hastası vardır. Hastane yakın olduğu için. Onkoloji ve diğer fakültenin hastaneleri. Barınacak yeri yok ise durumuna göre 2 gün 3 gün ama tabi burası tabiri caizse miskinler tekkesi olmayacak. İhtiyaca binaen bir alan düzenlemeyi düşünüyoruz. Tabi bunları biz düşünüyoruz ama bizim paydaşlarımız, Diyanet İşleri Başkanlığı da caminin yapımında ortak. Oradan izin alarak 2-3 oda şeklinde, bir odası ailenin kalabileceği yani aile derken; aile 2 kişi gelmiştir. 3 kişi gelmiştir. Onların kalabileceği. Onun haricinde de birer ikişer kişinin kalabileceği otel türü, çok fazla olmamak kaydıyla mesela 5 bağımsız bölüm yapmayı planlıyoruz. Dediğimiz gibi alacağımız izinlere bağlı. Ya da Diyanet İşleri Başkanlığı'yla yapacağımız sözleşmelere bağlı. Bu bizim düşüncemiz. Ama hiçbir şey olmasa en azından öğrencilere Kur'an, Arapça derslerinin verilebileceği, din görevlilerinin orada boş zamanlarında etkinlik olarak öğrenciye ya da halka açık böyle bir salonların da işlenir olmasını düşünüyoruz. 

Bu şekilde düzenleme. Yani küçük bir çay ikramının yapılabileceği bir alan, büyük bir salon. Dediğimiz gibi kütüphane dizaynını ona göre yapacağız. Öğrenci gönül rahatlığıyla gelebilecek. Ama tabi şunu da söylemek gerekiyor; farklı bölgelerde farklı kütüphanelerde yaşanan hususlara da yani gayri İslami gayri ahlaki hiç bir şeye de müsade etmeyecek bir ortamın oluşturmaya çalışacağız. Yani gençliğin tabiri caizse kaçamak olarak kullanabileceği bir alan değil. Gerçekten ders yapmak için, ilim öğrenmek için ya da hocalarından istifade edebilecekleri bir ortam onlara hazırlamayı tasarlıyoruz. Onun haricinde birilerinin barınma alanı değil, yapacağımız yerler.

-Hocam caminin resmi görevlileri olacak ama siz dediniz ya gönüllü hocalar da olacak. Bu diyanete bağlı hocalar mı? Yoksa bilgisi olan başka kişiler de gelebilecek mi?

-Caminin kullanımı, işletmesi için tamamladıktan sonra diyanete devredeceğiz. Resmi imamı ve resmi müezzini olacak. Bizim bahsettiğimiz bu resmi görevlilerin gönüllülük esasına dayanıyor. Yani sadece Müslümanın görevi nedir? İslâmı tebliğdir. Hakkı hakikati tebliğdir. Bu kardeşlerimiz bir memur statüsünden çıkıp, tabi arzumuz o. Biz arzuladığımızı söylüyoruz. Boş kalan zamanlarında mesela sabah namazıyla öğlen vakti arasında, belki istirahat sürecinde ama öğle ve ikindi arasında ya da öğlene 1-2 saat kala boş bir zamanda oraya gelip, genç evlatlarımıza, kardeşlerimize, çocuklarımıza, orada çünkü üniversite öğrencileri yaklaşık 40 bin kişi tahmin ediyorum orada günlük hareket alanı var öğrencilerin. Kredi yurtlar kurumu biraz daha ileride. Bu çocukların bir cazibe merkezi. İlim öğrensinler, din öğrensinler, dini ilimler öğrensinler,yanlış öğrendiklerinin doğrusunu öğrensinler. Bunlara gönüllü olarak oraya dışarıda bir pano asacağız. Haftanın şu günleri şu dersler, şu sohbetler, şunlar var diye. Gerektiğinde ilahiyat hocalarından destek alacağız. Gerektiğinde eğer gönüllü bulabilirsek tıp hocalarından, diğer iktisat hocalarından, yani diğer birimlerin ve branşlarından hocalarını da oraya seminer ve sohbet ortamına davet edeceğiz. Yani öğrencilere de duyuracağız. İster 3-5 kişi olsun. İster 50-100 kişi olsun gelip orada böyle bir etkinlik olmasına vesile olmaya çalışacağız. Düşüncemiz bu.

-Hocaların haricinde mesela belli bilgileri olan öğrenciler de kendi aralarında ilim alışverişi yapmak için, mesela diyelim ki öğrenci genç bir konuda bilgi edinmiş. İlerletmiş kendisini. Diyelim 100-1000 kişiye bir konferans vermek istiyor. Yapabilir mi?

-Evet yapabilir. Şöyle ki; biz konuyu tabi her zaman biz takip edemeyiz ama ya yapacağımız sözleşmelere ya da derneğin ana işletme tüzüğüne de bunu koyabiliriz. Gerçi tüzüğümüzde var o tür şeyler de. Branşı mesela tıp ile ilgili bir şeyse, söylediğiniz gibi bir öğrenci, ilim ve bilim sahibidir, bilgi sahibidir. Tıp ile ilgili birşeyler anlatacaksa evet ona müsade edeceğiz. Ama ideolojik birşeyler anlatacaksa; yani gayri İslâmi gayri ahlaki olabilecek hiçbirşeye müsade etmeyeceğiz. Onu söyleyeyim. Onun haricindekiler.

Biz biliyoruz ki bizim medeniyetimiz "İlim Çin'de de gidip alınız." buyuruluyor. Beşikten mezara kadar ilim öğrenme var. Her branşta gerekirse felsefe olsun, edebiyat olsun, fizik kimya olsun, iktisat olsun, eczacılıktan olsun, belki burada olmaz o ama eğer öyle bir ihtiyaç hasıl olursa bu kardeşlerimizin, arkadaşlarımızın bilgilerinden herkesin istifade etmesine aracı olmaya çalışacağız. Ama dediğim gibi ideolojik amaçlı orada gelip birileri birşeyler anlatacaksa, gayri İslami ve gayri ahlaki olan hiçbir şeye müsade etmeyiz orada. Onlara da müsade vermeyiz.

Yani insanlığın faydasına olan ilim, bilim ne varsa yapılması, orada olması gerekene müsade ederiz. Biz oraya kamera sistemleri, projeksiyon cihazları da hazırlayacağız. Ortamı hazır. Sahnesi hazır bir şekilde olacak. Yani öğretmek, öğrenmek isteyenlere biz ortamı hazırlayacağız.

Cami inşaatımız para akışının az olmasından dolayı ağır olarak ilerlemektedir.Sizlerin aracılığı ile hayır sever vatandaşlarımızı cami inşaatına yardım etmeye dolayısıyla hayra ortak olmaya davet ediyorum.

Eğer kuvvetli bağışlar gelirse inşaatımız daha çabuk biter .

Açılış için başta sayın Cumhurbaşkanımız ve Diyanet işleri başkanımız olmak üzere belirli şahsiyetleri davet etmeyi düşünüyoruz.

-Çok teşekkür ederim hocam. Gerçekten çok güzel bir proje. Çok derin düşünmüşsünüz. Çok ilmi düşünmüşsünüz. Gerçekten çok profesyonelce hazırlanan bir cami projesi. Çok sağolun Hocam.

-Yani klasik cami ortamından çıkılmasını istiyoruz. Hem üniversite sınırları içerisinde, üniversiteye yakışır bir cami olsun. Yani hakikaten eğitim, öğretim müessesi olsun. Yoksa sadece ezan okundu. Gelsin millet namazı kılsın gitsin değil. Oradan her şekilde istifade etsin istiyoruz. Düşüncemiz bu. İnşaAllah bunu uygulayacağız. Yani bizim ömrümüz yettiğince. Ama bizden sonraki gelenlere de biz bunu bu şekilde tavsiye ederek devredeceğiz ki böyle gitsin. Camiler biliyorsunuz sadece namaz saatlerinde açılsın kapansın istemiyoruz. Günün her saatinde milletin istifadesine sunulsun istiyoruz. Böyle düşüncemiz.

Bize bu fırsatı verdiğiniz için teşekkür ediyorum .

-Ben de bize vakit ayırıp, bilgi verdiğiniz için teşekkür ederim hocam. Gerçekten de güzel bir proje.