HEKİMLERDEN GAZZE İÇİN YÜRÜYÜŞ VE DUA

HEKİMLERDEN GAZZE İÇİN YÜRÜYÜŞ VE DUA
HEKİMLERDEN GAZZE İÇİN YÜRÜYÜŞ VE DUA
HEKİMLERDEN GAZZE İÇİN YÜRÜYÜŞ VE DUA
HEKİMLERDEN GAZZE İÇİN YÜRÜYÜŞ VE DUA

İsrail'in Filistin'de, Gazze'de uyguladığı katliam ve soykırıma karşı tüm Türkiye'de, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının,  eşzamanlı olarak her hafta cumartesi düzenlediği sessiz yürüyüş sonrası basın açıklaması bu cumartesi de yapıldı. 

Edirne'de hekimler ve sağlık çalışanları Eski Camii önünde toplandılar. Halkın ilgiyle ve destekle izledikleri sessiz yürüyüşleri Saraçlar Caddesi'ne kadar devam etti. 

Saraçlar Caddesi'nde PTT binası önünde basın açıklaması yaptılar. 

Basın açıklamasını grup adına tıp fakültesi 3. sınıf öğrencisi Enes Büyükçetintaş yaptı.

Enes Büyükçetintaş açıklamasında; 

"İşgalci İsrail’in, Filistin’de on yıllardır devam ettiği sistematik işgal ve zulüm, 7 Ekim’den bu yana daha da şiddetlenerek tam 161 gündür, soykırımdan başka hiçbir kelimeyle anlatılamayacak boyutlarda, bütün dünyanın gözü önünde devam ediyor. Dünyanın gündeminden düşürülmeye çalışılan katliamların dehşetini bizim tekrar tekrar gözler önüne sermemiz gerekiyor.

7 Ekim’den bu yana devam eden saldırılarda 31 bin şehit verildi, 72 bin insan yaralandı. Gazze’nin kuzeyinde 400 bin civarında Gazzeli kardeşimiz topraklarını terk etmeyi reddedip işgalci terörist İsrail’in bombardımanı altında açlık, susuzluk ve soğukla mücadele ediyor. Han Yunus bölgesinde işgalci teröristler özellikle hastane çevrelerinde keskin nişancılar ile sivilleri öldürüyor. Gazze’nin güneyine sıkışmış 1.5 milyon insan hayatta kalma mücadelesi veriyor. Güneyin son noktası Mısır sınırında, Refah kentinde 1.2 milyon insan bir mahalleye sıkışmış durumda ve İsrail bu bölgeyi bombalamaya, sınır bölgesine sığınan sivilleri öldürmeye devam ediyor. Gazze’ye giren su vanaları kapatıldı. Tarlalar bombalanıyor.

Bütün bu saldırılarla birlikte Gazze’ye insani yardımın girmesine de izin verilmiyor. Filistin’in her gün binlerce tır yardıma ihtiyacı varken günde 3-5 tırın girmesine izin veriliyor. Mısır, Gazze sınırına beton barikatlar kurup jiletli teller ile sınırı güçlendiriyor.Gazze’ye giren 3-5 tırın getirdiği yardıma ulaşabilmek için bekleyen kalabalığa dahi saldırılar düzenleniyor.

 

İsrail işbirlikçisi devletlerin ve şirketlerin ise, soykırıma olan açıktan desteği devam ediyor. Bir avuç mazlumun karşısında bütün dünya zalimleri tek safta saldırmaya devam ediyor. 

 

Gönlü ve duası Filistin’in yanında olan vicdan sahiplerinin ise en büyük silahlarından biri: Boykot. Hayatımızın her alanında ve mesleklerimizde ‘boykot’ çağrımızı tekrarlıyoruz. Boykot; direniştir, mücadeledir, aktif bir eylemdir, istikrar sağlanırsa düşmanı yenecek güçtedir. Tüm meslektaşlarımıza zulme destek olan ilaç firmalarını boykota devam etmeyi hatırlatıyor, Sağlık Bakanlığı yetkililerinden de aynı hassasiyeti hastane eczanelerinde göstermesini bekliyoruz. Halkımızdan da biz doktorlara ve eczacılara ilaç boykotunu hatırlatmasını bekliyoruz

Buradan devletimize sesleniyoruz: Filistinli kardeşlerimizin yararına olacak bütün adımları destekliyoruz ve sonuna kadar arkasında olduğumuzu bildiriyoruz. Bu konuda sağlık çalışanları olarak gereken bütün desteği vermeye hazırız.

Bununla birlikte bu süreçte terör devletiyle olan ticaret hacminin artarak devam ettiğine dair haberler ile yöneticilerin masalarında ve alışveriş listelerinde boykot markalarının olması bizleri düşündürmekte ve rahatsız etmektedir. Biz siviller olarak zulme açıktan destek veren firmalara ve buna göz yumanlara karşı boykota devam etmekte kararlı olduğumuzu tekrar ve tekrar ilan ediyoruz.

İnsanlık dışı bütün eylemlerden kurtulmak için verdiğimiz mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Bu minvalde tüm hekimleri, sağlık çalışanlarını ve bütün vicdan sahibi insanları harekete geçmeye, bu onurlu yürüyüşte yer alarak zulme karşı durmak adına Sessiz Yürüyüş kervanımızda ses olmaya davet ediyoruz!

 

Kanıksamayacağız!

Normalleştirmeyeceğiz!

Sabırla ve azimle zulme karşı duranlar olacağız!” Dedi.

 

Daha sonra hekimler ve sağlık çalışanları dua ettikler.

Yaptıkları duada; 

 

"Hamd, Âlemlerin Rabbi, Rahmân, Rahîm ve hesap gününün maliki Allah'a mahsustur. Allah'ım yalnız sana ibadet eder ve yalnız senden yardım dileriz. Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanların ve sapıklarınkine değil.

 

Allah'ım! Senin korumanı onlara karşı siper ediniyoruz. Onların şerlerinden sana sığınıyoruz.

 

Allahım!

Bugün Filistin ve Doğu Türkistan başta olmak üzere yeryüzünün birçok yerinde zulme ve katliamlara maruz kalan; vatanları işgal edilen; camileri harap edilen; hakları ihlal edilen bütün kardeşlerimize yardım eyle, bizi de onlara yardımcı eyle, kardeşlerimize en kısa zamanda

nusretinle zaferler nasip eyle.

 

Masum insanları, bebekleri katleden hainleri Sana havale ediyoruz. Hastanelere ve camilere sığınmış kimsesizlerin üzerine bombalar yağdıran, kutsal nedir bilmeyen, merhametten ve insanlıktan nasibini almamış vicdansızlara fırsat

verme. Onları Kahhar isminin tecellisiyle kahru perişan eyle.

 

Allah’ım düşman birliklerini toz duman et, topluluklarını dağıt, sayılarını azalt, keskinliklerini körelt. Allah’ım onlara azabını ulaştır, ellerini bağla, kalplerini tut ve onları emellerine ulaştırma. Müslümanlara tuzak kuranların tuzaklarını kendi başlarına makus eyle.

 

Bu kutsal dava uğrunda gaza edip yaralanan kardeşlerimize acil şifalar ihsan eyle.

 

 

Ya Rabbi Ümmet-i Muhammed’e birlik ve beraberlik ihsan eyle. Zalimin karşısında, mazlumun yanında olmayı, iyiliği emredip kötülüğü engellemeyi, hakkın yanında olmayı, adalete ve merhamete çağırmayı bizlere nasip eyle.

 

Yüce dinimiz İslam’a bizleri hizmetkâr eyle! Dualarımızı kabul eyle.

Ve yâ Rabbi, biz inananları bağışla. Rahmetini esirgeme üzerimizden.

Âmîn! Ve selâmün ale'l-murselîn ve'l-hamdü lillâhi Rabbi'l-Âlemîn.

 

Tüm şehitlerimiz ve dualarımızın kabulü için El-Fâtiha!" Dediler.

Dua edilirken halkta icabet ederek "amin" dediler.