GLOBAL DÜNYA'DA SAVAŞIN ÇOÇUKLARI

GLOBAL DÜNYA'DA SAVAŞIN ÇOÇUKLARI
Uzm. Adl. Psk. Yasemin Taş
GLOBAL DÜNYA'DA SAVAŞIN ÇOÇUKLARI

Uzm. Adl. Psk. Yasemin Taş

İnsanlık; tarihin akışından itibaren adaletsizliklere şahit olmuştur. Devam eden bu hak

arayışlar insanlık devam ettikçe varlığını devam ettirecektir. Hangi zaman dilimine gidilirse

gidilsin bu hep vardır.

Feodal toplumların zenginlik asilllik giysisiyle narsist bir yapılanmanın arkasında sefiller

yoksullar ezilmiş bir çoğunluk görülmektedir.

İnsanın uyanışı tüm zamanlarda görülüp ancak azınlık toplumların dessesane planları

toplumların en üstünde kurulu krallıkları tahakkümü zorlayıcı kılmıştır.

Küresel sermaye sınırları olmayan küresel kölelik hep var oldu var olacaktır. Bu durumda

zayıflık acizlik libasından kurtulup artık kaderine razı olmayan, hak adalet arayışını sürdüren

insanlık artık kendi felaketini hazırlayan toplumlara dur diyebilmiştir.

Günümüze gelindiğinde dünyamız sibernetik, enformasyon çağında artık küresel bir köy

hükmüne geçmiştir. İnsanların nazarları genişledi, artık tüm öğretileri gören, algılayabilen

bir farkındalık oluştu. Böylece insanlarda toplumsal taleplerin artması, seküler bir dünya,

global bir rahatlama oluştu. İnsanlık bu rahatlık içerisinde toplumsal huzur, adaletli, barışçıl

bir yaşam sürdürmesi gerekirken maalesef iyiler ve kötüler mücadelesi yine sahnede, insanlık

var oldukçada bu varoluş devam edecektir.

İnsanın en birincil ihtiyacı olan ahlaki öğretiler, hakikat-ı din ve değerler, bunlar

kalktığında en üzücü tarafı barışçıl olmayan, felaketleri sıralayan kötücül toplumlar haline

gelinecektir. İnsan kendi eliyle kendine zarar vermektedir.

Dünya'nın yeniden şekillenmesinde gelinen nokta: modernizm, gelişmişlik düzeyine erişmiş

mükemmel yeni bir dünya, ancak geldiği yer katliamlar, savaşlar, yıkımlar insanlığı bitiren,

bitmez tükenmez hırs.

Yeni dünya düzeni barış, mutluluk refah, herşeyden en önemlisi güven vaad ederken,

ülkelerin politikaları, liderlerin egosundan doğan arzuları, siyasi çatışmalar, iyiliği, refahı

vaad eden dünyamızda tehdit oluşturmuştur. Artık, 'güvende' olmadığımız imajı veriliyor.

Devletlerin iç hesaplaşmaları, politik çarpışmalar, siyasi çekişmeler tüm bunların getirdiği

savaş ve terör eylemleri, peki arkada görünmeyen yüzü nedir? savaşın terörün iç sancısını

çeken masum insanlar. Bu mücadelenin içinde kalan sosyal direnişi gösteremeyen, zayıf,

güçsüz, ezilen, mazlum taraf çocuklarımız. Bu mağduriyetten en çok yara alan ölen,

yaralanan, sakatlanan güçsüz, savunmasız taraf, refah ,huzur vaat eden dünyanın şımarık

tokatı.

Tüm dünyanın seyirci kaldığı yeryüzü sahnesini katliama çeviren, kulağını tıkayan

insanlık.Tüm bu katliamlar katlanarak acı tablosunu bizlere sergiliyor. Savaşın asıl hedefinde mazlum zayıf insanlar. Savaşların sebep olduğu bir çok kayıplar, kimsesizlik çaresizlik

içerisinde kıvranan mazlum halk.

Savaşın çocuklar üzerindeki etkisi ve yapılan istatistik çalışmalarda kesin bir netliğe

kavuşmasa da ölüm ve yaralanma, sakat kalma, silahli terör eylemlerinden doğrudan ve

dolaylı olarak etkilenen çocuk ve kadınların üçden birisi ülkelerin genel çerçevesinde

görülüyor.

Çocuklar ve kadınlar çatışmalarda ölüm yaralanma, sakat kalma özellikle olumsuz tüm

eylemlere maruz kalma, uzun vadede savunmasız risk grubu olarak tanımlanmaktadır.

Çocuk ve kadınlar savaşın, çatışmanın sonuçlarına çeşitli şekillerde maruz kalmaktadır.

Son yıllarda artan şiddet olayları, savaş ve terör olayları bunlardan kaynaklı yerinden edilmiş

ve hayatta kalanlar ve bu çocukların yaşam boyu süren zihinsel ve duygusal sonuçları belki

de daha fazla endişe vericidir.

Savaş, çatışma, ve terörizme maruz kalma küçük çocuklar üzerindeki etkileri incelenmiş ve

travma sonrası stres, psikosomatik, davranışsal, duygusal ve uyku sorunları dahil olmak üzere

pek çok sorunlar ortaya çıkmıştır. Sakatlanan, yaralı bir çok çocuk kalıcı fiziksel yıkım

kazanırken , bir çok çocukta psikolojik sorunlarla karşı karşıya kalmıştır.

Savaşın içinde ve çatışmaya maruz kalan çocuklarımızda ortaya çıkan bu zihinsel sağlık

riskleri, yerinden edilmiş nüfuslar ve mülteciler arasında daha sık görülmektedir.

Ne yazık ki! Binlerce çocuk savaşın olumsuz etkilerini hayatları boyunca taşımak zorunda

kalmaktadır. Çocukların, çatışmalar içinde yer alması, silahların patlaması, evlerinin

yıkılması, çok sevdiklerinin kayıpları, tüm bunları yaşamaları çocukların üzerinde psikolojik

etkileri ağır ve travmatiktir. Çocuklar arasında agrasif veya sinirlilik gibi nevrotik

semptomlar ve davranışsal sorunların yaygınlığı yüksek görülmektedir.

Savaşın yıkıcı etkisi yaş, cinsiyet gibi faktörler üzerinde çeşitli şekillerde, derecelerde

kendini göstermektedir. Kızlar savaşın etkilerini daha duygusal bir şekilde deneyimlerken

erkekler durumu içselleştirmişlerdir.

Savaşın sebep olduğu pek çok kayıplar verilmiştir. Savaşın neden olduğu kayıplarda çocuklar

büyük oranda kimsesiz kalmış, cinsel istismara uğramış, işçi olarak çalışmak zorunda

kalmışlardır. Yapılan bir çalışmada, milyonlarca çocuğun modern savaşların hedefinde olduğu

yönündedir. Ne üzücüdür ki! Binlerce çocuk savaşın olumsuz etkilerini hayatları boyunca

taşımak zorunda kalmaktadır.

Sağlıksız çocukları olan bir toplum, gelecekte sağlıklı bir toplum olamaz. Bu nedenle

uygulanmaya açık savaştan zarar görmüş çocuklara yönelik rehabilitasyon programları bir an

önce yürürlüğe girmelidir.

Toplumun gelecekteki refahını göz önünde bulundurarak , Çocuk Haklarına Uygunluk

çerçevesi içerisinde iyileştirmeler yapılmalıdır.