Peygamber Efendimizin Tevbe İstiğfar Duası

Peygamber Efendimizin Tevbe İstiğfar Duası

Peygamber Efendimizin Tevbe İstiğfar Duası
Tevbe; Hak yolunu unutan ve gafil davranan kulun, yaptığı yanlışın farkına varmasıdır. Tevbe ederek yüzünü ve gönlünü Allah'a döndürmesi demektir. İstiğar da gönüllerinizden taşan niyazlarınızdır. Bilerek ya da bilmeyerek yaptığımız günahlardan arınmak için en kısa sürede pişmanlık duymalı, Allah’a tevbe ve istiğfarda bulunanları sever .
Buyurun cemi günahlarımıza 
Estağfirullah Estağfirullah, Estağfirullahe'l-azim el-kerim. ellezi lâ ilahe illa huve'l-hayyü'l-kayyumü ve etubü ileyhi tevbete abdin zalimin li- nefsihi, la yemlikü li-nefsihi mevten vela hayaten vela nüşüra-h. Ve es-elühü't - tevbete ve'l-mağfirete ve'l-hidayete lena, innehu, hüve't-tevvabü'r-rahim.

Mü'min Suresi - 60 . Ayet 

    •    وَقَالَ رَبُّكُمُ ادْعُونٖٓي اَسْتَجِبْ لَكُمْؕ اِنَّ الَّذٖينَ يَسْتَكْبِرُونَ عَنْ عِبَادَتٖي سَيَدْخُلُونَ جَهَنَّمَ دَاخِرٖينَࣖ ﴿٦٠﴾

Ve kâle rabbukumud’ûnî estecib lekum, innellezîne yestekbirûne an ibâdetî se yedhulûne cehenneme dâhırîn(dâhırîne).

﴾60﴿ Rabbiniz şöyle buyurdu: Bana dua edin, duanızı kabul edeyim. Bana kulluk etmeyi kibirlerine yediremeyenler, aşağılanmış olarak cehenneme gireceklerdir!.
 Bu nedenle, “benim günahım büyük, Allah affetmez”, kuşkusuna kapılmayın. Günahınızdan tevbe ederek, bol bol istiğfar duası edersiniz, imanınız kuvvetlenecek, ibadet sevabı kazanacaksınız. Peygamber Efendimiz ( sav)
Seyyidül İstiğfar duasının fazileti ve önemi üzerinde durmuştur.
Seyyidül İstiğfar

اللَّهُمَّ أَنْتَ رَبِّى ، لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ ، خَلَقْتَنِى وَأَنَا عَبْدُكَ ، وَأَنَا عَلَى عَهْدِكَ وَوَعْدِكَ مَا اسْتَطَعْتُ ، أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا صَنَعْتُ ، أَبُوءُ لَكَ بِنِعْمَتِكَ عَلَىَّ وَأَبُوءُ بِذَنْبِى ، اغْفِرْ لِى ، فَإِنَّهُ لاَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ أَنْتَ
Allahümme ente Rabbî lâ ilahe illâ ente halaktenî ve ene abdüke ve ene alâ ahdike ve vâ’dike mes’tetâtü eûzü bike min şerri mâ sanâtü ebû’ü leke bi-nîmetike aleyye ve ebû’ü bizenbî fağfirlî feinnehû lâ yağfıruz-zünûbe illâ ente.

İbn-i Ömer -radıyallâhu anhümâ- şöyle der:
“Biz, Resûlullâh’ın -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bir mecliste yüz defa:
«Allâh’ım! Beni bağışla ve tevbemi kabul buyur! Çünkü Sen tevbeleri çok kabûl eden ve çok merhamet edensin.» dediğini sayardık.” (Ebû Dâvûd, Vitir, 26/1516; Tirmizî, Deavât, 38/3434)
Resûlullâh Efendimiz’in yapmış olduğu tevbe ve istiğfarlar, kendisinin bir hatâsından dolayı değil Allah Teâlâ’ya daha çok yakınlık kesbetmek ve O’nun rızâsını kazanmak içindir. Efendimiz, her an mânevî terakkî içinde bulunduğundan, dâimâ bir önceki hâl ve makâmı için istiğfâr etmiştir.
Allah Resûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- son zamanlarında:
“Ben Allâh’ı ulûhiyet makâmına yakışmayan sıfatlardan tenzîh eder ve O’na hamd ederim. Allah’tan beni affetmesini diler ve O’na tevbe ederim.” sözlerini sık sık söyler olmuştu. Hazret-i Âişe vâlidemiz:
“–Yâ Resûlâllah! «Sübhânallâhi ve bi-hamdihî estağfirullâhe ve etûbü ileyh» sözlerini pek sık söylediğinizi görüyorum, bunun sebebi nedir?” diye sordu.
Peygamber Efendimiz:
“–Rabbim bana ümmetim içinde bir alâmet göreceğimi bildirdi. Onu gördüğümden bu yana bu tesbîhi çok söylerim. Ben o alâmeti, Mekke’nin fethine işâret eden, «Allâh’ın yardımı ulaşıp fetih gerçekleşince ve insanların grup grup Allâh’ın dinine girdiklerini gördüğünde Rabbini hamd ile tesbîh et ve O’ndan mağfiret dile! Çünkü Allâh tevbeleri çok çok kabûl edendir.” meâlindeki Nasr sûresinde gördüm.” buyurdu. (Müslim, Salât, 220)
“Ya Rabbi! İşlediğim bütün günahlarımı itiraf edip, tevbe ve istiğfar ederim. Nimetlerinin şükründen acizim. Beni affet, mağfiret eyle amin.
KABENİN KOMŞUSU