Yeni Dünya Düzeni

Yeni Dünya Düzeni
Ekonomist Sibel ARSLAN

Sibel ARSLAN EKONOMİST MALİ ANALİST: Dolar Hegemonyasının Zorlayıcı Dönemecinde E7 ve Küresel Entegrasyon

 

Küresel ekonomi, 21. yüzyılda daha önce eşi görülmemiş bir dönüşüm süreciyle karşı karşıya. Geleneksel ekonomik dengelerin sarsıldığı bu yeni çağda, hem önde gelen ekonomiler hem de gelişen pazarlar, geleceği yeniden şekillendirecek stratejik hamleler yapmak zorunda kalıyor. Ekonomik hegemonya yarışının tam merkezinde ise doların küresel sistemdeki rolü ve E7 ülkelerinin artan etkisi bulunuyor

Doların Silahlaşması ve Alternatif Sistem Arayışları başlamıştır.

ABD doları, uzun yıllar boyunca uluslararası ticaretin temel direği olarak kabul edildi. Ancak, son yıllarda ABD’nin jeopolitik stratejilerinde dolara dayalı finansal sistemleri bir baskı aracı olarak kullanması, çok kutuplu bir ekonomik düzene olan ihtiyacı daha belirgin hale getirdi. Bu gelişme, özellikle E7 ülkelerini kendi aralarında yerel para birimleriyle ticareti artırma ve doların etkisini azaltma yönünde cesaretlendirdi. Alternatif ödeme sistemleri ve ticaret mekanizmaları, şu an prototip aşamasında olsalar da, uzun vadede küresel ekonomik yapıda dönüşümsel bir etki yaratabilir.

 

Stratejik Otonomi Arayışı başlamıştır.

E7 ülkelerinin liderliğini yaptığı bu hareket, küresel ülkelerin tarım, enerji ve savunma gibi kritik alanlarda kendine yeterlilik hedeflerini gündeme getirdi. Ancak, stratejik otonomiye ulaşmak, altyapıdan teknolojiye kadar geniş kapsamda uzun vadeli yatırımlar gerektiriyor. Özellikle Avrupa Birliği’nin Afrika ve Latin Amerika ile entegrasyon çabaları, ekonomik dayanıklılığı artırmak için dikkatle takip edilmesi gereken bir model sunuyor.

 Peki , Yüksek Gümrük Duvarları: Koruma Mı, Zarar Mı?

Koruma amacıyla uygulanan yüksek ithalat duvarlarının uzun vadede ekonomilere zarardan başka bir şey getirmediği görülüyor. Bu politikanın sonucu, yerli üretimle dış pazarların rekabet edememesi ve yüksek enflasyon olarak geri dönüş yapıyor. Küresel üretim sistemlerinin derinleştiği günümüzde, ekonomik korumacılık politikaları çözüm olmaktan uzaklaşmıştır.

 

Küresel Sanayi Dinamiklerine bakacak olursak ,

2000 yılında ABD’nin imalat sanayindeki payı yüzde 25 seviyesindeyken, bu oran şu an yüzde 11 seviyelerine gerilemiştir. Buna karşın, çin’in payı dramatik bir artış göstererek yüzde 45 seviyesine yaklaşmıştır. Bu durum, E7 ekonomilerinin küresel dengelerdeki artan etkisini ve doların uluslararası ekonomik sistemdeki baskısının azalmasını destekleyen bir göstergedir.

 

Son sözümüz ; Küresele Doğru Dönüşüm başlıyor 

Dünya ekonomisi, ekonomik dınamizmini çok kutuplu bir yapıya dönüştürmekte kararlı. Stratejik bağımsızlık, yeni nesil ticaret mekanizmaları ve çok taraflı şekilde geliştirilecek entegrasyon projeleri, hem E7 ekonomileri hem de geleneksel ekonomik merkezler için zorunlu bir yol haritası sunuyor. Bu yeni düzende, ekonomik politika yapıcıların esnek ve yenilikçi bir bakış açısı benimsemeleri şart.

 

Sibel Arslan 

Ekonomist /Mali Analist