SÜMBÜL EFENDİ KUR’AN KURSU

SÜMBÜL EFENDİ KUR’AN KURSU
Emiyra Bayrak Kabe komşusu
SÜMBÜL EFENDİ KUR’AN KURSU

Haber: EMİYRA BAYRAK

Rasülullah Aleyhisselâm’ın Sevgili Torunu Hazreti Hüseyin Radiyallâhû Anh Kerbela’da Şehid Edilince, Himâyesiz Kalan Kızları Fâtıma ve de Sakine, Eşkıyalar Tarafından Anadolu’ya Kaçırılıp Bizans’a Satılır. Fâtıma On İki, Sakine On Bir Yaşındadır. O Zamanki Tekfur Bu Durumdan İstifâde Etmek İster ve Onları Rahibe Yapmak İçin Her Türlü Çâreye Başvurur.

Önce Çok İyi Karşılayıp İnciler Uşaklar Arabalar ve Elbiseler İçerisinde Misâfir Gibi Bakarlar. Kızlar, “Bu İhtişamın Bir Bedeli Olmalıdır?” Diye Düşünürler. Başta İbâdetlerini Serbestçe Yaparlar. Sonunda Tekfur Gerçek Yüzünü Gösterir, “Bizans’ta Yaşıyorsunuz, Bizim Gibi Olmalısınız!” Der. Manastıra Göndermek İster Fakât Kabûl Etmezler. Kızları Süslü Odalarından Alıp, İzbe Dehlizlere Gönderir. Çok Sıkıntı Çekerler. Kuru Bir Ekmek ve Bir Maşrapa Su. Koridorlardan Kahkaha ve Çığlık Sesleri Gelir. Tekfur Onlara Kırk Gün Mühlet Biçer; ya Manastıra yahût Mezara!

Kraliçe Araya Girer. Sertlikle Değil, Yumuşaklıkla Hâlletmek İçin Kendi Kızları On Dört Yaşındaki Katherina’yı Onlara Arkadaş Olarak Gönderir. Gerçekte Maksatları, Kendi Din ve Yaşayışlarını Sevdirmek.

Fâtıma ve Sakine Misâfirlerini Dostça Karşılar. Prenses Bu İki Kızı Çok Sever ve Onlardan Etkilenir. Hayatları Yaşayışları Ahlâkları ve Dinleri ile İlgili Sorular Sorup Büyük Bir Hayranlık ile Onları Dinler. Onların Birçok Kerâmetlerine Şahid Olup Müslüman Olur. Artık Onlardan Hiç Ayrılmaz ve “Ne Söylüyorsanız Ne Yapıyorsanız Doğrudur” Dediği İçin Ona Sıdıka İsmini Verirler.

Zindandan Haber Soran Anne Babasına, “Çok İyi Gidiyor. Şaşırmaya Hazır Olun!” Der Ama Sayılı Gün Çabuk Geçer ve Kırkıncı Gün Vedâlaşma Vakti Gelir. Sıdıka, “Ne Mutlu Size! Siz Şehid Olarak Sevdiklerinize Kavuşacaksınız. Ben ise Kâfirlerle Kalacağım...” Der. Fâtıma Bir Kâğıda Sıdıka’nın Müslüman Olduğunu Yazar ve Ellerini Açıp Duâya Başlar. Diğerleri “Âmin” Derler ve Biraz Sonra Üçü Birden Vefât Eder.

İstanbul’da, Sümbül Efendi Camii’nin bahçesinde defnedilmişlerdir.

Sümbül Efendi Türbesi; İstanbul Suriçi Kocamustafapaşa’daki Kocamustafapaşa Camisi’nin haziresine 1529 yılında inşa edilmiştir. Sümbül Sinan Efendi Halveti tarikatının Cemali koluna bağlı Sümbüliye şubesinin kurucusudur. Gerçek ismi Yusuf olup, Zeynüddin unvanı ile tanınmaktadır. Halk Ona Sümbül Efendi ismini yakıştırmıştır. Sümbül Efendi Merzifon’da 1451 yılında doğmuş, İstanbul’a gelerek medrese eğitimi almıştır. Daha sonra Halveti Tarikatına girmiş, Mısır’a gitmiştir. Dergâh şeyhi Mehmet Cemalettin Efendi’nin ölümü üzerine ve Onun vasiyeti ile İstanbul’a gelerek 1494 yılında tekkenin başına geçmiştir. Birçok mürit yetiştirmiştir. Merkez Efendi de Onun yetiştirdiği halifelerden birisidir. Sümbül Efendi birçok camide vaaz vermiş, Yavuz Sultan Selim’in yaptırdığı Yavuz Sultan Selim Camisi’nde 1523’te ilk vaazı vermiştir. Sümbül Efendi 78 yaşında, 1529 yılında ölmüş ve dergahının haziresine gömülüp, üzerine türbesi yapılmıştır.

Türbe bugünkü görünümünü Sultan II. Mahmut (1808–1839) zamanında yapılan onarım ve Serasker Mehmet Rıza Paşa’nın 1920 yılından önce yaptırdığı restorasyon ile almıştır. İlk yapıldığı zaman sekizgen planlı olan türbe, bugün yuvarlak planlı ve üzeri kubbelidir. Türbenin güneyine yamuk planlı bir giriş bölümü eklenmiş, bu bölüme Sümbül Efendi ile Serasker Rıza Paşa’nın mezarlarının bulunduğu bölümün kapıları açılmıştır. Ayrıca burada Hattat Ömer Efendi’nin mezarı ile bir de kuyu bulunmaktadır.

Elhamdulillah masum çocukluk yıllarımızda o mübareklerin yanı başında nefes almayı Rabbim nasib etti, şefaatlerinide cümlemize nasib etsin. Bizlerde emeği olan , sümbül  efendi yatılı kız kur’ân kursu  Hafız Yaşar Gürdil hocamı Rahmetle anıyorum .

Mekanları cennet olsun 

KABENİN KOMŞUSU