RAMAZAN AYININ İKİNCİ ON GÜNÜ MAĞFİRETTİR

RAMAZAN AYININ İKİNCİ ON GÜNÜ MAĞFİRETTİR


Ramazân-ı şerîf ayı bir bütün olarak afv-ü mağfiret mevsimidir. Bu mübârek ayın her gününde mü’minleri mağfiretler ve cehennemden beraatlar kuşatmaktadır. Bununla beraber Ramazân-ı şerîf ayının geneli için fazîletler söz konusu olduğu gibi, belirli günleri için daha özel birtakım fazîletleri beyân eden hadîs-i şerîfler de vârid olmuştur. Nitekim Ramazân-ı şerîf’in her on günlük diliminin fazîletlerini ihtivâ eden Ebû Hüreyre’nin (ra) rivâyet etmiş olduğu hadîs-i şerîf de bunlar- dan biridir.
Ebû Hüreyre’den (ra) rivâyet edilen bir hadîs-i şerîfte Ramazân-ı şerîf ayının her on günlük diliminin önemi konu- sunda Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur: “Ra mazân ayının başı büyük bir rahmettir, ortası tam bir mağfiret- tir, sonu ise cehennemden âzâttır.”
Çok şükür bu seneki Ramazân-ı şerîf ayının ilk on günü gönül dünyamızdan ayrılarak yerini ikinci on gününe bıraktı. Ramazan’ın ikinci on gününe ulaşmayı nasip etti. Mevlam ikinci on günü olan mağfiret ayını da layıkıyla ibadetle geçirmemizi nasip eylesin. Bu mübârek ayın ikinci on günü fazîlet- li olduğu kadar, tarihte önemli hadiselerin vuku bulmuş olması açısından da önemli bir zaman dilimidir. Bu sebeple Ramazan-ı şerîf ayını büyük bir özveriyle, afv-ü mağfiret vesileleri- ne sarılarak, halisane bir niyet ve sâlih amellerle geçirmeye gayret etmeli, ikinci on günlük kesitte mağfirete nâil olmaya yönelik istiğfâr ve tevbeye kararlılıkla devam etmeliyiz.
Selman el-Farisi (ra) diyor ki:
"Rasulullah aleyhissalatü vesselam Şaban ayının son günü bize hitap etti ve şöyle buyurdu:
- Ey insanlar! Size büyük bir ay belirmiştir. Bu ay, mübarek bir aydır. İçinde bin aydan daha hayırlı olan bir gecenin bulunduğu bir aydır. Allah bu ayda oruç tutmayı farz kıldı ve gecesini de nafile ibadetlerle değerlendirmenizi istemiştir. Kim bu ayda hayırlı bir hasletle / özellikle Allah’a yaklaşırsa (o hasleti vesile kılarsa), bu ayın dışında farzı yerine getiren kişi gibi olur. Bu ay sabır ayıdır. Sabrın sevabı ise, cennettir. Bu ay, hayır ve iyilik ayıdır, müminin rızkının arttığı bir aydır. Kim bu ayda bir oruçluyu iftar ettirirse, bu onun günahlarının affına, cehennem ateşinden kurtuluşuna vesile olur ve oruçlunun sevabında hiçbir azalma olmaksızın aynısı onun için de olur. (Sahabiler) dediler ki:
- Hepimiz oruçluya iftar ettirecek bir şeyler bulamayabili- riz?
Aleyhissalatü vesselam Efendimiz buyurdu ki: Allah, bu sevabı, oruçluyu bir hurma ile veya bir yudum su ile ya da bir yudum süt ile iftar ettiren kimse için de verecektir.
Bu ayın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennem- den kurtuluştur.
“Ramazân-ı şerîf’in İkinci On Gününün Duâ ve Zikirleri”
İkinci on gününün mağfiret günleri olduğu haber verilen Ramazân-ı Şerîf ayının ikinci on günlük diliminde mağfiret mânâsına bağlı olarak Allah Te‘âlâ’nın rahmeti talep edilir. Bu talebi hakkıyla gerçekleştirmek için on gün boyunca,
”یَا َغف َّاَرالذ ُّنُو ِب“
Yâ Ğaffâra’z-Zünûb” (Ey tüm günahları çokça bağışla- yan!) zikrine devam edilir.
Peygamber Efendimiz (sav) Ramazân-ı şerîf ayına girmeden önce yani Şabân-ı şerîf ayının son gününde ashâbını bu ayın fazîletleri konusunda uyarmış, bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’nin bu ay içinde bulunduğunu hatırlatmış- tır. Rabbim Kadir gecesine kavuşarak günahlarımızı af etmeyi nasip etsin, gündüzünü oruçlu, gecesini ise Terâvîh vesilesiyle kıyâm üzere geçirmenin lüzûmunu beyân etmiştir. Bu ayda yapılacak amellere karşılık verilecek sevapların katlanacağını müjdeleyip, işlenen haramların ve çiğnenen yasakların vebâl ve azâbınınsa çok büyük olacağını bildirerek bunlardan sakındıran Rabbimize sonsuz şükürler olsun.
Sözünü ettiğimiz hadîs-i şerîfin devamı şöyledir: “O halde, onda dört hasleti çoğaltın, bunların ikisiyle Rabbinizi râzı edersiniz, diğer ikisine de mutlaka muhtaçsınız. Rabbinizi, kendisiyle râzı edeceğiniz iki haslet; ‘Lâ ilâhe illâllâh’ şehâde- ti ve istiğfardır. Mutlaka onlarsız duramayacağınız diğer ikisi ise; Allâh’tan cennet isteyip, cehennemden O’na sığınmanız- dır.” (İbnü Huzeyme, Sıyam:8, no:188)
أَْشَھدُأَْنَلاِإٰلھَِإ َّلا  َُّٰوأَْشَھدُأَ َّنُمَح َّمدًا َعْبدُهَُوَرُسولُھُ،أ”
“Ben şahitlik ederim ki Allah’tan (cc) başka ilâh yoktur, yine şahitlik ederim ki Muhammed (sav) O’nun kulu ve Rasûlü’dür.
Yüce Allah’ımız senden mağfiret talep ediyoruz.
Yarab, cennetini istiyoruz, cehennem azabından senin lutfuna sığınıyoruz. Bana ve mümin kardeşlerime mağfiret ey- le, âmin.

KABE’NİN KOMŞUSU