KASIM SÜLEYMANİ, YANLIŞ DIŞ POLİTİKANIN KURBANI

KASIM SÜLEYMANİ, YANLIŞ DIŞ POLİTİKANIN KURBANI
Suat Gün'ün Özel Haberi
KASIM SÜLEYMANİ, YANLIŞ DIŞ POLİTİKANIN KURBANI

Suat Gün'ün Özel Haberi

 Bu defa dediler ki; Sünni Müslümanlar öldürse daha iyi olur muydu? Dedim ki bu durum daha vahim olurdu. Sünni-Şii çatışmasını kızıştırmak için batının eline koz geçerdi. Peki, bu işlerdeki yanlışlık nerde diye sordular:  Kasım Süleymani öldürülmeden birkaç gün önce batı medyasında parlatıldı. Dünyanın en etkili 3 liderinden biri olarak gösterildi. 3 gün sonra vurdular. Demek ki batının yeni tarzı böyle…
Batılı istihbarat kurumları akılsızca hareket eden, kendileriyle iş birliği yapan bütün lider ve örgütleri bir müddet sonra terörist ilan ediyorlar, öldürerek, birbirine düşürerek veya başka usullerle tasfiye ediyorlar. Son bir asırlık dünya tarihi bunun binlerce tecrübesiyle doludur. Afganistan iç harbi, El-Kaide, İŞİD; El Şebab, Bako Haram ve yüzlerce terör örgütü batılı istihbarat kurumlarınca işletilmiş, sahaya sürülmüş sonra kimi infaz edilerek tasfiye edilmiş, kimi de aynı akıbete uğramak için zamanını beklemektedir.
İran’ın İslam dünyasını toparlamak için, Kudüs’ü kurtarmak için bir takım teşkilatlar kurması, bunları işletmesi saygı ile karşılanır. Böyle bir düşünce eğer İslam dünyasını hedef alan devlet ve teşkilatlara karşı yürütülüyorsa takdire şayandır. İran’ın ileriye sürdüğü ideolojik doktrine göre ABD+İsrail büyük şeytandır. Peki, İran bu güne kadar bu şeytanlara karşı ne yapmıştır?  Bunlara hangi zararı vermiştir? İran’ın abartılı ve aslı astarı olmayan blöf tehditlerden başka ABD+İsrail’e karşı fiili bir eylemi olmuş mudur?   İran’ın kurduğu teşkilatların hiç biri bu güne kadar ABD+İsrail’e karşı savaştığı görülmüş müdür? Bazıları diyecek ki 2006’da İsrail’in Lübnan’a müdahalesinde Hasan Nasrallah ve Hizbullah Örgütü büyük başarılar göstermiştir. Doğrudur. Hizbullah İsrail’e karşı ciddi bir direniş göstermiştir. Ancak bu başarı ganimet bilinerek; İran, Nijerya dahil Afrika ülkelerine sızarak, Zakzaki gibi adamları bularak, Yemen İç Savaşına taraf olarak Müslümanlara karşı batının başlattığı projenin- savaşın oyuncağı olmuştur.
İran en büyük hatasını ABD’nin 2003’de Irak’a karşı savaş açtığı müdahalede yaptı. ABD, Irak’a savaş açtıktan sonra güneyden başlayarak işgal etmeye başladı. Saddam’ın Cumhuriyet Muhafızlarının Bağdat’ta ABD’yi mağlup edeceğine dair atıp tuttukları lafların içi boş çıktı. Kesnizani (Kürtçe anlamı ''kimse bilmiyor'' ) adlı bir tarikatın ülkenin direnilmeden işgal güçlerine teslim edilmesinde önemli rol oynadığı görüldü. Iraklı vatansever subaylar, milli İslami ruhu taşıyan mücahitler Fellüce-Ramadi-Bakuba-Beyci gibi vilayetlerde ABD’ye karşı büyük bir direniş başlattılar. Hatta Bağdat’ın kuzeyinde bulunan bu şehirlere Amarikan askeri Fellüce şeytan üçgeni ismini koydu. Büyük kayıplar vermeye başladı. O günkü ABD Savunma Bakanı seyreltilmiş uranyum bombalarının kullanılmasını, halı bombardımanı yapılarak taş üstünde taş bırakılmaması gerektiğini savundu. O şartlarda bir yalana dayalı olarak başlatılmış olan Irak harekâtı (Saddam’ın kitle imha silahlarına sahip olduğu veya yaptığı) Avrupa’da ve dünyanın diğer yerlerinde meşruiyetini kaybetmeye başlamıştı. ABD karadan gerilla muharebesi yaparak direnişi kırmaya cesaret edemiyordu, kitlesel bir ölüme sebep olacak hava harekâtı yapamıyordu. İşte tam bu noktadan İran ABD’nin imdadına yetişti.
İran ABD ile yaptığı gizli görüşmelerden sonra devrim muhafızlarını ve paramiliter gurupları Irak’a soktu. O güne kadar Irak’ta farklı mezheplere sahip insanların birbirinin mezhebini araştırması ve sorması büyük ayıp sayılıyordu. ABD-İran antlaşmasından sonra mezhep çatışması Irak’ın birinci meselesi haline geldi.
Peki, bu süreçte İran’ın hatası nerede? 
1.    Tarihten ders almamak hatası:
 1981-1987 tarihleri arasında yapılan Irak-İran Savaşının taraflara hiçbir şey kazandırmadığına dair bir ders almamıştır. Bu savaşın bir horoz dövüşü olduğu ABD+İsrail’in her iki tarafa da silah sattığı anlaşıldığı halde İran ibret almamıştır.
2.    Müslüman dünyasını bir bütün görmemek hatası:
1948’den sonra yapılan Arap-İsrail Savaşlarında İran’ın Araplara ve Müslümanlara hiçbir yardımı olmadı.
Pakistan Hindistan gerilimlerinde Hindistan’ı destekledi.
Bu gün Çin’e petrol satarak Doğu Türkistan’da yapılan zulümleri görmemezlikten gelmektedir.
3.    Batı ile işbirliği yapmak hatası:
En mühim nokta şudur: 2003 ABD-Fellüce Ramadi çatışmalarındaki iç direnişte İran ABD’ye yardım etti, Irak direnişini bastırdı.(RESİM: Kasım Süleymani’nin Fellüce Direnişini bastırmak için gittiği Irak’ta ABD askerleriyle birlikte çekilmiş resmi)
SONUÇ: Şayet İran; Irak halkının meşru direnişinde ABD ile anlaşacağına direnişe destek olsaydı. Bu gün ABD İran’ı tehdit edecek pozisyonda olamayacaktı. Müslümanların birlik ve beraberliğini vurgulayacak bir eylem içinde olmuş olacaktı. Müslüman dünyanın tümünün kalbini kazanacaktı, İslam davasına hizmet ettiklerine dair inanç