KADININ DİĞER ADI

KADININ DİĞER ADI

 

Efsanedir kadın !! Kadın gibi kadın olduğunda Efsaneler der ya, her gökkuşağının altında bir hazine yatarmış. Sen benim gökkuşağımın sonu, en değerli hazinemsin dedirtebilmektir aslında..

Bir kadının güzel sayılabilmesi için fiziği kadar içi, yani ruh güzelliği de önemlidir

Var mı bundan ötesi?

Var...

“ O da gülümsemesi “

Yaşadığımız gök kubbe altında bir yıldız gibi parlak bir sultan görülmek şans değil allah'ın lütfudur.

Fiziği, Ruh güzelliği derken onu o yapan kendisini bulmayı öğreten yüreğinin güzelliğiyle herkesi büyüleyen isim yine sultanın kendisidir. Sultandan kasıt bir havvadır yani bizler hz havvanın kızları biz kadınlar.

Konuşmalarıyla; evreni yeniden tanımlayan bilge duruşuyla dünyanın merkezindeki var olan isimdir sultan.

Gülümsüyor olması cennete sunulan en değerli niğmetlerin ta kendisidir.

Gülümseten adem oğulları eşlerimize büyük görev düşmektedir tabiki. Gözlerindeki renkler mavi yeşil siyah ela ne farkederki yeterki gülebilsinler,

gozlerin insan uzerindeki etkisinin tarifi mümkün olmayan bakış derinliklere kadar inen damarlara kök salan sevgi tohumlarının mucadele verip debelenerek filizlenmesi değilmidir kadın.

Bir kadin için yazılmış en guzel metiyelerden biri isim verilmeden işte havvaya benzer.

Kadın şiirdir, şairi belli olmayan. 

Kadın çiçektir, koklamaya bile kıyılamayan. 

Kadın meltemdir ılık ılık eser ama bir kırıldı mı fırtınalar koparır.

Evet Kadın Anne'dir. 

Kadın Sır'dır. 

Kadın Aile'dir. 

Kadın Kız çocuğudur. 

Kadın zenginliktir. 

Kadın iffettir. Kadın Cennet'tir. 

Kadın Cehennem kilididir. 

Kadın sırat köprüsünde yol arkadaşıdır.

Kadın sığınılan limandır.

İslâm, âile hayatı kurmayı teşvik eder. Âileyi oluşturacak karı-kocanın birbirine denk olmasını ister. Denkliği, âile kurmanın ve huzurun temel şartlarından kabul eder. Ancak yuvanın huzurla devam edip rahmete vesîle olması için denkliğin yeterli olmadığı bir gerçektir. Bundan dolayı da hem Kur’ân hem de sünnet, yuvanın huzuru ve istikrarlı bir şekilde devam etmesi için hak ve vazîfe arasında denge kurmuştur.

Bunun için karı kocadan her birinin diğeri üzerinde bir takım hakları ve birbirine karşı görevleri vardır...

Aslında birinin hakkı diğerinin görevi olmaktadır.

Buna göre her biri hak peşine düşmek yerine vazîfesini bilip yapsa bunun peşinden haklar da yerine gelmiş olur.

Aile içi haklar ile ilgili olarak Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “Dikkat edin! Onların sizin üzerinizdeki hakları ise yedirmek ve giydirmek hususlarında ihsanda bulunmanızdır.” 

Diğer bir hadisinde de Erkeklere itahfen;

erkeklere, hanımlarını en iyi şekilde giydirmeyi, yedirip içirmeyi tavsiye etmiştir. Burada kişinin hanımının ihtiyaçlarını adalet seviyesinde karşılamaktan öte ona en iyi imkânları sunmasını öğütler.

 Kadınlara itahfen;

Kocasına bir iyilik yapmışsa, başına kakmamalıdır. Yeme ve giyme gibi hususlarda kocasını üzmemeli, yapamayacağı şeyi ondan istememelidir! Kocasının şerefini korumalı, her işte onun rızasını kazanıp gönlünü hoş etmeye çalışmalıdır! 

Hadis-i şerifte buyuruluyor ki: (Kocanın hanımı üzerindeki hakkı, benim sizin üzerinizdeki hakkım gibidir. O halde kocasının hakkını gözetmeyen, Allahü teâlânın hakkını gözetmemiş olur.) [Şir’a]

Kadın, kocasını üzmemelidir.

Bir gün Hazret-i Fatıma, ağlayarak babasının huzuruna gelir. Resulullah efendimiz buyurdu ki:
- Ya Fatıma, niçin ağlıyorsun?
- Kasıtsız söylediğim bir sözden Ali bana kızdı. Özür diledim. Fakat onu üzdüğüm için ağlıyorum.
- Kızım, bilmez misin, Allahü teâlânın rızası kocanın rızasına bağlıdır. Ne mutlu o kadına ki daima kocasının rızasını arar, kocası ondan razı olur. Kadınlar için en üstün ibadet, kocasına itaattir. Erkek, hanımından razı olunca, o kadın istediği kapıdan Cennete girmeye hak kazanır. Kocasını üzen kadın, onu razı edinceye kadar, Allahü teâlânın lanetinde olur.) [R. Nasıhin]

KADIN olmak: makyajla güzelleşmek değil, iç güzelliğini ortaya koyabilmektir. Her erkekte bir parça bırakmak değil, bir erkekle bütün olabilmektir.

ERKEK olmak: hayatına bir sürü kadının girmesi değil, bir kadını gerçekten sevmek ve ona dürüst olabilmektir. Geniş omuzlara sahip olmaktan önce, bir kadına o omuza yaslanacak kadar güven vermektir...

-Kadın ve erkek eşit değil eştir, yani birbirini tamamlayan iki yarımdır. Eşitlik kavramını birbirine zıt iki cins gibi göstermek ve birbiriyle yarış halinde olan 2 at misali olarak bizlere empoze edilen bir zamandayız maâlesef.... ama bu yarışın kazananı sadece sevgi ve saygı...gerisi medeni denen çirkef hayatın bizlerle dalgası....” n. aldemir “

Peygamber efendimiz, kendi kızına ve diğer kadınlara (Kadının cihadı, kocası ile iyi geçinmektir) buyurmuştur

“Kadın, beş vakit namazını kılar, bir aylık orucunu tutar, nâmusunu korur ve kocasına itaat ederse ona: ‘Hangi kapıdan dilersen oradan cennete gir’ denilir.”

Allah cc eşlerimizin rızasını almış muhabetleriyle yaşayan havvalardan eylesin bizleri efendim.

KABENİN KOMŞUSU