KADERDEN KAÇIŞ YOK.!

İNSAN VE KADER.? 

Hayat, insanın kendini türlü kurtuluş yolları aradığı bir yolculuktur. Kimi borçlarından, kimi hatalarından, kimi geçmişinden kaçmaya çalışır. Bazen bir şehir değiştirerek, bazen yeni bir başlangıç yaparak, bazen de insanları ve çevresini değiştirerek kurtulduğunu zanneder. Ama insanın ne yaparsa yapsın asla kaçamayacağı bir gerçek var: Kader!

Kader, Rabbimizin bizim için yazdığı, başımıza gelecekleri bilen ve en doğru olanı takdir eden bir ilahi plan. Bu planın en kesin hükümlerinden biri de ölümdür. Kimse ölüm meleğinden (Azrail’den) kaçamaz. Allah, Secde Suresi’nin 11. ayetinde bunu açıkça bildiriyor:

"De ki: Sizin için görevlendirilen ölüm meleği canınızı alacak, sonra Rabbinize döndürüleceksiniz."

Bu ayet, bize aslında çok önemli bir hakikati anlatıyor: Dünya hayatı bir imtihandır ve her canlı sonunda Allah’a dönecektir. İnsan, bu gerçeği unutmamalı, ne kadar plan yaparsa yapsın Allah’ın takdir ettiğinden öteye geçemeyeceğini bilmelidir.

Asıl mesele, kaderi kabullenip ona teslim olurken nasıl bir hayat yaşadığımızdır. Rabbimizin huzuruna yüzümüz ak mı çıkacağız, yoksa dünya telaşı içinde kaybolup sonsuz hayatımızı mı unutacağız? İşte esas düşünmemiz gereken nokta budur.

Unutmayalım!

Ölüm bir son değil, yeni bir başlangıçtır. Ve önemli olan, o büyük dönüş için nasıl hazırlandığımızdır.