GELİN HELALLEŞELİM

GELİN HELALLEŞELİM
Emiyra Bayrak Kabe komşusu

GELİN HELALLEŞELİM 

 

Kul hakları, Allah’ın affetmediği günahlardandır. Bunun büyüğü de küçüğü de aynıdır. Kesinlikle hak sahibi ile helalleşmek gerekir. Diğer ifadeyle, dünyada iken, kul hakkından kurtulmaya çalışmak lazımdır. Şayet ödeşme işi ahirete kalırsa, sevaplarımızı alacaklıya vermek veya onun günahlarını üstlenmek zorunda kalacağız.

Sevgili Peygamberimiz (sav)“ Kimin üzerinde din kardeşinin ırzı, namusu veya malıyla ilgili bir kul hakkı varsa, altın ve gümüşün geçerli olmadığı hesap günü gelmeden önce helalleşsin. Aksi halde yaptığı haksızlık oranında iyi amellerinden (sevaplarından) alınarak hak sahibine verilir.  Şayet sevabı kalmamışsa hak sahibinin günahlarından alınıp, haksızlık edene yüklenecektir.” buyurarak, konuyu net olarak gözlerimizin önüne sermiştir.

 

* Haksız Yere Başkasının Hakkını Yiyenin Durumu

Hz. Ömer şöyle anlatır:

Hayber Gazvesi günü idi. O sırada Allah Resûlü’nün ashâbından bir grup geldi ve:

“–Falanca şehit, falanca da şehit” dediler. Sonra bir adamın yanından geçerken:

“–Falanca kimse de şehit olmuş” dediler. Bu sefer Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:

“–Hayır, ben onu, ganîmet mallarından haksız yere aldığı bir hırka içinde Cehennemde gördüm” buyurdu. Sonra da:

“–Ey İbn-i Hattâb, git ve insanlara «Cennete ancak mü’minler girebilecektir» diye nidâ et!” buyurdu.

Ben de çıktım ve: “Cennete ancak mü’minler girebilecektir” diye nidâ ettim. (Müslim, Îmân, 182)

 

* Peygamberimizin Kul Hakkı Örneği

Üseyd bin Hudayr -radıyallahu anh- çok şakacı bir zât idi. Bir topluluk içinde konuşuyor ve onları güldürüyordu. Şakanın dozu kaçıp biraz aşırıya gidince, Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bir çubukla sadrına hafifçe dokunarak onu îkâz etti. Bunun üzerine Üseyd -radıyallahu anh-:

“–Ey Allah’ın Rasulü, kısas istiyorum!” dedi. Allah Resûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de:

“–Haydi, öyleyse kısas yap!” buyurdu. Bu sefer Hz. Üseyd:

“–Fakat senin üzerinde gömlek var, be­nim üzerimde gömlek yoktu” dedi. Resûlullah gömleğini kaldırdı. Bunun üzerine Üseyd hemen Allah Rasûlü’ne sarılıp sadrından öpmeye başladı ve:

“–Yâ Rasûlallah, ben bunu istemiştim!” dedi. (Ebû Dâvûd, Edeb, 

 

* Peygamber Efendimizin Son Nasihatleri

Yine Resûl-i Ekrem Efendimiz vefâtından önce ashabına yaptığı son nasihatlerinin bir yerinde şöyle demiştir:

“Nihâyet ben de bir insanım! Aranızdan bazı kimselerin hakları bana geçmiş olabilir! Kimin malından sehven (bilmeyerek) bir şey almışsam, işte malım gelsin alsın!

İyi biliniz ki; benim katımda sizin en önde geleniniz, en sevgili olanınız, varsa hakkını benden alan veya hakkını bana helâl eden kişidir ki, Rabb’ime onun sayesinde helâlleşmiş olarak, gönül hoşluğu ve rahatlığı ile kavuşacağım!

 

Rabbim cümlemize gönül rahatlığıyla huzuruna varmayı nasip etsin inşallah .

KABE’NiN KOMŞUSU