14 ŞUBAT SEVGİLİLER GÜNÜ'NÜ KUTLAMAK HARAM MIDIR ?

14 ŞUBAT SEVGİLİLER GÜNÜ'NÜ KUTLAMAK HARAM MIDIR ?
EMİYRA BAYRAK KABENİN KOMŞUSU

 

“İslam'da Sevgililer Günü kutlaması olmadığı gibi, böyle bir günün dinle ilgisi de yoktur. Sevgililer Günü kutlaması dini içerikli bir olay değildir. İnsanların sevgilerini göstererek, birbirlerini mutlu etmelerinin, hatırlamalarının dinen sakıncalı bir yanı yoktur.. fakat sevgi yalnız bir güne sığdırılmamalıdır..
Anneler ve babalar gününde de olduğu gibi ..

Sevilmek kadar sevmekte mucizelerle doludur ,
Sevmek ve sevilmek şifadır .Allahın rızası için , kırıp dökmeden koruyarak hiç bitmeyecek sevgiyle sevmek , peygamber efendimizin sevgisi gibi sevmek gibi  mesela ..

Sevgililer gününde  peygamber  efendimiz ve Hz Aişe validemizin sevgisinden bahsetmek istiyorum .

Aişe validemiz Efendimiz ( sav )ile yeni evlenmişlerdi Eşinin kendisini sevip sevmediğini merak etmekteydi. Ya da kendisini ne kadar ve nasıl sevdiğini. Hz Aişe bu düşüncesini Peygamber efendimizle konuşmadan edemedi. – “Ey ALLAH`ın Resulu,beni seviyor musun? – “Evet, ya Aişe tabi seviyorum!”
- Hz.Aise dahasını da merak ediyordu. Acaba nasıl seviyordu? Hemen sordu. – “Beni nasıl seviyorsun?” Peygamberimiz (s.a.v) sevgi şeklini tanımladı eşine: – “Kördüğüm gibi.”
- Bu cevap Hz. Aişe’yi çok sevindirdi.Çünkü kördüğüm açılmazdı. Açılmayan, bitmeyen sırlı bir sevgi demekti.
- Alacağı cevap onu cok mutlu ettiği için, Hz Aişe sık sık sorardı: – “Ey ALLAH’ın Resulü, kördüğüm ne alemde?” Peygamberimiz(s.a.v), Hz.Aişe’yi memnun eden cevabı verirdi her defasında: – ” ilk günkü gibi. ” idolümüz kördüğüm olmalıdır..

Evlik Ağacı diye bir hikâye vardır. 

Belki çoğunuzun bildiği ve duyduğu bir hikayedir bu. Son derece severek evlenen yeni evli bir çift; evlenmeden önce sık sık birbirlerini çok sevdiklerine dair ne kadar da dil dökmüşlerdi. Ama şimdilerde, küçük bir söz, ufak bir olay, aralarında orta çaplı bir kavganın çıkmasına yetiyordu. Evliliklerinin daha ilk aylarında, bu işin hiç de hayal ettikleri gibi olmadığını anlamışlardı. Aslında birbirlerini sevmiyor değillerdi.
Nihayet bir akşam oturup, ilişkilerini bir daha gözden geçirmeye karar verirler. Her ikisi de boşanmayı istememekle birlikte, işlerin böyle gitmeyeceğinin de farkındaydılar.

Erkek: “Aklıma bir fikir geldi” der. “bahçeye bir ağaç dikelim ve bu ağaç üç ay içinde kurursa ayrılalım. Şayet kurumazsa bu ayrılma fikrini bir daha aklımızdan geçirmeyelim” der. Bu ilginç fikir eşinin de hoşuna gider. Ertesi gün bir meyve fidanı alıp birlikte bahçeye dikerler. Aradan bir ay geçmişti ki, bir gece ansızın her ikisi de ellerinde içi su dolu bir bidonla bahçede karşılaşırlar. Demek ki her ikisi de bu fidanın kurumaması için ağaca su veriyorlarmış.
İşte bu karşılaşma ile hem ağacı hem de evliliklerini kurutmaktan kurtarmışlar. Ve bir daha da o olumsuz kelimeyi ne kullanmış ve ne de akıllarına getirmişler.
Sevdiğini hiç gitmeyecekmiş gibi seversen, gittiğinde de hep gelecekmiş gibi beklersin..
Hz - mevlanın dediği gibi 
Sevgi şifadır. Sevgi güçtür. Sevgi; değişimin mührüdür. - 
Hepimizin sevgisinin kördüğüm gibi olmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum efendim ..
 
KABENİN KOMŞUSU