SU-İ ZAN - HÜSN-Ü ZAN

SU-İ ZAN - HÜSN-Ü ZAN
Emiyra Bayrak Kabe komşusu


Değerli okurlarım, sizler ne dersiniz bu sözlere, sizce de böyle değil midir?
Hani bir sürü yorumlar yaparız ya; kulağımızla duymadığımız, gözlerimizle görmediğimiz, bilmedik- lerimiz hakkında su-i zanda bulunur, çoğu zaman kulaktan duyma sözleri dağıtırız. Tabiri caizse dedikodulara inanırız. Peki, bu doğru mudur hep beraber bakalım.
Hüsn-i zan, bir kimse hakkında iyi ve güzel kanâat besleme, iyi fikir beslemektir. Övülmüş bir haslet, güzel bir huydur. Hüsn-i zan, olgunluğun eseridir.
İslamda “zan” (iyi zan-kötü zan) kavramının ba- zı hadislerde olumlu ve olumsuz anlamlarda kulla- nılması dikkate alınarak İslâm ve ahlâk kültüründe bir kimsenin kesin bilgisi olmamakla birlikte başka biri hakkında iyi kanaat beslemesine “hüsnü-zan”, kötü düşünce ve kanaate sahip olmasına “sû-i zan denilir.
سؤ ظ ّن Su-i zan” kelime kökeni Farsça sūˀ-i ẓann“ "kötü kanı" deyiminden alıntıdır. Farsça deyim ظ ّن kötülük, fenalık" ve Arapça ẓann" سؤ Arapça sūˀ "kanı" sözcüklerinin bileşimidir.
Hüsnüzan eksikliğinde boşluğu dolduran, lakin "böyle dolacaksa boşluklar varsın dolmasın..." kabi- linden istekler uyandıran, kişinin diğer kişi hakkın- da önyargıdan da öte olumsuz kötü, artniyetli dü- şünceler beslemesi, davranışlarını bu düşünceler rehberliğinde değerlendirmesi, kötüye yormasıdır. Kötü manasını taşıyan "sû" kelimesinin artık bildi- ğimiz "zan" kelimesine tamlayan olarak tayin edilmesi ile sû-i zan şeklinde ortaya çıkan tanımla- madır ve bir nevi düşüncede iftiradır. Sözcüklere döküldüğünde aleni iftira olarak adlandırılır.
“Zan; sanmak, tahmin etmek” mânâsına gelir. Hüsnüzan, “kesin hüküm bulunmayan bir şeyi iyiye yorumlamak, iyiye de kötüye de yorumlanabilecek bir işe, güzel yönünden bakmak” demektir. Bunun zıddı su-i zan olup “kesin hüküm bulunmayan bir şeyi kötüye yorumlamak, her şeye menfi yönden bakmaktır.”
İnsanı su-i zanna sevk eden en önemli sebep ise, kendi mizacının bozukluğu yahut kendi hayat düzeninin çarpıklığıdır. Kendisinden emin olmayan kendisine güveni olmayan bir insan, herkesin sözle- rini şüphe ile karşılar ve her işin altında bir hile, bir oyun arar. Çünkü kendisine asla güveni yoktur. Euzubillah bu da imanın zayıflığına sebebiyet verir, zira kadere iman eden kişi su-i zanda bulunmaktan kendini men eder. Her daim hüsn-i zan üzere hayatını müdavim etme- ye gayret gösterir.
Evet malesef bizlerin şu an sosyal medya kana- lıyla yaptığımız en basit olaydır sü-i zan. Gözümüzle görmeden kulağımızla duymadan kişiler hakkında yaptığımız yorumların kaynağını araştırmadan parmaklarımızın ucunda tıklıyarak yalan yanlış haberler hususundaki su-i zanları, yani insanların adına atılan iftiraları tastik etmektir.
Rabbim sü-i zan etmek ve edilmekten korusun bizleri.
Hüsn-i zan üzere kalmamız temennilerimle.

KABE’NİN KOMŞUSU